DOLAR

32,5760$% 0.26

EURO

34,9795% -0.01

STERLİN

40,7911£% -0.04

GRAM ALTIN

2.444,58%0,36

ONS

2.337,08%0,22

BİST100

9.716,77%-0,05

BİTCOİN

2098250฿%0.27076

a

HEDEF HİLAFET Mİ?

HEDEF HİLAFET Mİ?
0

BEĞENDİM

Değerli vatandaşlar, öncelikle şu tesbiti sizlerle paylaşmak istiyorum. Ülkemize gelen 18-30 yaş aralığında genç erkeklerden oluşan Afgan halkı farklı etnik gruplara(Özbek, Türkmen, Kırgız, Tacik, Peştun ve hazara) mensup olduğundan homojen bir grup değildir. Afgan halkının, sınır komşuları olan Pakistan(425 km.), Tacikistan(633 km.), İran(1.314 km.), Türkmenistan(918 km.), Özbekistan(871 km.) ve Kırgızistan(1.018 km.)’ a gitmek yerine ülkemize yönlendirilmesi hatta getirilmeleri düşündürücüdür.

Afganistan Türkiye arası 2.939 km. olduğundan afgan vatandaşların ülkemize yürüyerek gelmesi imkansızdır. Öyleyse bu bir göç değil planlı bir sevkiyattır. Zaten basında yer alan bilgilere göre afgan halkı İran sınırından birileri tarafından alınıp karayolu üzerinden Türkiye sınırına getirilmektedir. Sınırımızdan ise yürüyerek ülkemize giriş yapmaktadırlar.

Sosyal medyadan izlediğimiz kadarıyla Afgan halkının son derece zinde görünümü, ülkemizde nereye gidecekleri, nerede kalacakları ve nasıl yaşayacakları önceden planlanmış olduğu izlenimini vermektedir. Yandaş medyada yer alan haberlerde ise, afgan halkının Türkiye’ye geliş nedenleriiçin;

Ekonomik açıdan çaresizlik,
Taliban örgütünde yer almamak,
Güvenli bir bölge olarak BM’in Türkiye’yi Afganlar açısından risk taşımayan bir yer olarak tanımlaması

Gerekçelerine yer verilmektedir. Ancak milletimiz artık bu nedenlere kanmıyor. Bu durum, milletimizin hem tedirginliğine yol açmakta hem de aldatılmış olma gibi nedenlerle biriken toplumsal öfkenin açığa çıkmasına neden olmaktadır.

ABD ve AB ülkeleri üçüncü ülke olarak Afgan halkınaTürkiye’yi işaret etmektedirler. Yani, bizim vermemiz gereken kararlar dış ülkeler tarafından veriliyor. Vay halimize ! ABD kendisine yakın çalışanları ülkeden tahliye ediyor ancak bir şekilde birlikte hareket ettiği yaklaşık bir milyon destekçisi Afganlara ise Türkiye’yi adres gösteriyor. Gösterdiği adresde geleceğe yönelik ne tür planlar yapıldığını görmemiz gerekmiyor mu?

ABD Afganistan ve Suriye’yi terk ediyor görüntüsü vermesine rağmen bence oralardaki çalışmalarını tamamlamış  olup etki alanını, Türkiyede Suriye’li göçmenlere ilave Afgan göçmenleri de topraklarımızda  konumlandırmak suretiyle güçlendirmek istemektedir. Yani; BOP(Büyük Ortadoğu Projesi) planlayıcıları, çalışmalarını adım adım devam ettirmektedir.

AKP iktidarı, Suriye ve Afgan göçmenlerin  ülkemize girişlerine göz yummasının bir nedeni olmalıdır. Bu neden,küresel güçlerin hayali olan ulus-devlet yapımızı ortadan kaldırıp yerine günümüz siyasi iktidarı üzerinden ümmet-hilafet yapısının temel taşlarının döşenmesi olabilir mi?

Uluslararası boyutta düşündüğümüzde AKP nin bu fikrinin alıcısı başta ABD olmak üzere birçok AB ülkesi olacaktır. Çünkü; Küresel güçler Ulus devlet yapısında esas olan ülkedeki tüm vatandaşların paylaştığı dil, kültür ve ortak değerlerdeki birliğini bozmak istemektedir.

Küresel güçler, ulus devlet anlayışını ve  ulus devletin ahenk ve birliğini  siyasi, sosyal ve ekonomik açıdanetkilemektedir. Ulus devletler üzerinde küresel güçlerinetkileri;

Devletin küçülmesi ve ortak değerlerin yitirilmesi ve
Siyaset ve yönetim dengesinin küresel güçlerin istediği şekilde yeniden kurulmasının sağlanması

Faaliyetleri çerçevesinde yapılmaktadır. Ülkemiz AKP iktidarının birçok uygulamalarına bakıldığında küresel güçlerin etkisi altında olduğu görülecektir. Ayrıca;

Hilafetin kaldırılması kanununun(3.Mart.1927 tarih 431 nolukanun) ilk maddesinde Halife haledilmiştir. Hilafet, Hükümet ve Cumhuriyet mana ve mefhumunda esasen mündemiç olduğundan hilafet makamı mülgadır.” Yani;“Hükümetin ve cumhuriyetin anlamı ile kavramı, aslında hilafeti de içermektedir” ifadesi yer almaktadır.

Uzun süredir yaşanan göçler sonucu ülkemizin demografik yapısının değişmesi bu maddenin amacı dışında kullanılmasının önünü açacak gibi. Yani İktidar bu değişimler sonucu yasa gereği hilafetin bizde olduğunu belirtip halifeliğini ilan etmesi mümkün değil mi? yani böyle düşünülmüyor mu? Bunun işaretleri de zaten mevcut değil mi? Değerli vatandaşlar;

Sayın Emine Erdoğan, Sosyal medyada yer alan bir konuşmasında “ Biz sadece kendi çeşmemizden, ampülümüzden, soframızdan ümmetin halifeliği sorumluluğu değil yeryüzünde halife olmanın sorumluluğunu taşımaktan mesulüz…” ifadesini kullanmıştır. Hilafetin ayak sesleri duyulmaya başladı değil mi?

Bu ifadeyi siz değerli vatandaşlarımızın dikkate alması ve geleceğe yönelik ülkemiz ulus devlet yapısını değiştirme arzusunda olan bu siyasi anlayışa dur demenizin zamanı geldiğini hatırlatmak isterim.

Değerli vatandaşlar dış güçlerin etkisinde olan AKP iktidarı,vatandaşlarımızı bugüne kadar olduğu gibi bundan sonrada iktidarda kalmak adına din istismarı yaparak aldatmaya devam edecektir. Bu söylemlere inanmayınız. Devletimizin geleceğini küresel güçlerin insafına bırakmak için çaba sarf eden AKP iktidarına bu fırsatı vermeyiniz.

Unutmayın, bir şeyi yıkmak kolay ancak yapmak zordur. AKP iktidarı 20 yıl boyunca hep kolay yolu yani; Yıkmayı tercih etmiştir etmeye de devam etmektedir. Yıkılan maddi değerlerin telafisi mümkündür ancak yitirilen milli, manevi ve ortak değerlerin telafisi mümkün değildir. DOĞRU PARTİ ulus devlet yapısının teminatı olarak dış güçlerin her türlü oyunlarını bozacaktır.

Selam ve Saygılarımla

Cezmi Orkun

DOĞRU PARTİ Genel Başkan Yardımcısı

(Enerji, Tabii Kaynaklar ve Madencilik Politikaları Başkanı)

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.