DOLAR

34,3866$% 0.17

EURO

36,5682% -0.17

STERLİN

44,1340£% -0.19

GRAM ALTIN

2.865,19%-0,98

ONS

2.594,65%-1,03

BİST100

9.282,17%0,06

BİTCOİN

3021086฿%7.55144

a

YUSUF AKÇURA’NIN MİLLİYETÇİLİK FİKRİYATI

YUSUF AKÇURA’NIN MİLLİYETÇİLİK FİKRİYATI
0

BEĞENDİM

Türk milletinin tarih seyrindeki sıkıntılı dönemlerinden birisi, Osmanlı Devleti’nin son dönemleri olmuştur. Bu dönemde mevcut sıkıntılardan kurtulmak gayesiyle çeşitlifikirler ortaya atılarak kurtulma yolları aranmıştır. Bu dönemde Türk toplumu üzerinde etki sahibi olan Türkçü aydınlar, Osmanlı Devleti’nin bu zor durumdan kurtulması için fikirler ortaya atmıştırlar. Ayrıca akabinde kurulacak olan Türkiye Cumhuriyeti’nin fikri yapısına da katkı sağlamışlardır.

​Osmanlı Devleti’nin içerisinde bulunduğu bu zor durumdan kurtulması için Osmanlıcılık ve İslamcılık gibi akımlar ortaya atılmıştır. Yusuf Akçura’da bu akımlara alternatif olarak Türkçülük akımını savunmuştur. Yusuf Akçura, yazmış olduğu Üç Tarz-ı Siyaset (1904) adlı makalesiyle Türkçülük politikasının uygulanması gerektiği fikrini ortaya atan ilk kişi olmuştur. Türk toplumunun kurtuluş yolunun Türkçülük akımı anlayışıyla gerçekleşeceğini düşünmüştür. Bu çalışmada Yusuf Akçura’nın Türkçülük anlayışı anlatılmaya çalışılmıştır.

1789 yılında Fransız Devrimin gerçekleşmesi akabinde milliyetçilik kavramı oluşmaya ve gelişmeye başlamıştır. Her milletin kendi devletini kurması gerektiği düşüncesi etrafında toplanılmıştır. Bu gelişmeler çok uluslu bir yapıya sahip olan Osmanlı Devleti’nin milliyetçilik akımından etkileneceğini göstermiştir. Bunun önüne geçmek gayesiyle “Osmanlıcılık” fikri ortaya atılmıştır. İlerleyen dönemlerde bu fikriyat başarısız olmuştur.

Türkçülük ideolojisinin gelişmesinde özellikle Avrupa’da çıkan Türkoloji bilim dalı etkili olmuştur. Ziya Gökalp bu durumu, Türkler kaybolmaya yüz tutmuş bilgilere kendileri de ulaşmaya başlamıştır, diye yorumlamıştır. Paris’te eğitim amaçlı bulunduğu yıllarda aldığı siyasal eğitimler Akçura’nın Türkçülük fikrinin oluşmasında önemli bir rol oynamıştır. Kendisi milliyet fikriyatını “Türkçülük-Türkçülüğün Tarihi Gelişimi” adlı eserinde şöyle açıklamıştır: “Her kavim hatta her kabile, diğer kavim ve kabilelere karşı daima kendi hususiyetini duymuş ve çoğunlukla iddia etmiştir. Bu duygu ve iddia, sanırım ki, milliyet fikrinin içgüdü ile meydana gelen ilk başlangıcıdır.” Akçura’nın millet anlayışı ırk ve dilin birliğinden oluştuğu şeklinde olmuştur.

Akçura’nın Türkçülük düşüncesi harbiye yıllarından başlamıştır. Fransa’da ise eğitim gördüğü dönemde milliyetçilik düşüncesiyle tanışması ile fikirleri daha belirgin olmaya başlamıştır. Batı topraklarındaki farklı milliyetçilik anlayışları takip etme fırsatı bulmuş, Türkçülük anlayışını geliştirme fırsatı elde etmiştir. Osmanlıcılık akımını destekleyenlerin karşısında olan Akçura, bu akımın Osman Devleti’nin parçalanmasının önüne geçemeyeceği düşüncesini savunmuştur. Osmanlı Devleti’nin kurtuluşunun yolunun Türkçülükten geçtiğini öne sürmüştür.

​Onun için Türkçülüğün hedefe ulaşabilmesi için en önemli etmenlerden biri de ekonomi olmuştur. Türkçülüğün sadece arzu ile değil, ekonomik olarak güçlü bir zeminle daha rahat gerçekleşebileceği fikrinde olmuştur. Akçura, Türk birliğinin önündeki engellerden birinin de Rusya’nın olacağını düşünmüştür. Çünkü Rusya’nın Kafkaslardaki Türk toplulukları üzerinde bir etkisi vardır. Akçura, bu siyasetinin uygulanabilmesi için Türklerin dini ve ırki olarak bir bütünlük içinde olması gerektiğini düşünmüştür. Türk milletinin amacı ülkesinin geliştirmek olmalıdır, fikri hâkim olmuştur. Rusya’daki Türk topluluklarına bağımsızlık fikrini aşılamak için şu sözleri ifade etmiştir:

19. Yüzyılda dünya medeniyet tarihine en çok etki eden fikir milliyet fikridir. Milliyet fikrine, bu azim kuvvete hiçbir Geç galip gelemedi. Yüz binlerce muntazam ordular, bu fikir karşısında yenildi. Bugün milliyet fikrini yenebilecek kuvvet; Şiddet, top tüfek değildir; belki milliyet fikrinin ana ve babası olan hürriyet ve eşitlik fikirleri onu yenebilir. Sosyal ve siyasi inkılâpların en kuvvetli sebebi, sosyal sınıflar, hâkim mahkûm milletler arasındaki hakiki kuvvet dengesi olup, zahiri ve önemsiz olayların etkileri çok azdır. Müslümanlar yahut genellikle gayr-i Rus halklar, Ruslarla olan münasebetlerinde ne kadar kuvvet gösterebilirlerse, ancak o kadar hukuka sahip olabilirler. Bu yüzden gayr-i Ruslar ve demokrasi aleyhine kanunun değiştirilmesi, bu iki çeşit sosyal kuvvetlerin zaafındandır; yani Rusya Müslümanlarının kusurları, cezayı gerektiren suçları ve kuvvetsizlikleridir… Müslümanlar evvelden beri alıştıkları boyun eğmek, yalvarma ve yüze gülme siyaseti ile darbelerden korunacaklarını tasavvur ediyorlarsa çok yanılıyorlar.”

Akçura’nın Türkçülük anlayışını iki gruba ayırdığı görülmektedir:

1. Demokratik Anlamda Türkçülük

2. Emperyalist Anlamda Türkçülük

    Emperyalist anlamda Türkçülük, kuvvete dayalı bir anlayış olmuştur. Bunun en büyük örneği Rusya’dır. Kendi topraklarında bulunan diğer hakların varlığını dahi kabul etmemiştirler. Slav halkının üstünlüğünü savunmuşlardır.​

Yusuf Akçura’nın taraf olduğu Türkçülük anlayışı “Demokratik Türkçülük” olmuştur. Türklerin hepsini bir sancak altında toplama hayali içerisinde olmuştur. Hayatının büyük bir bölümünü buna adamıştır. Yusuf Akçura’nın Türkçülük anlayışı kesinlikle ırki bir çizgide olmamıştır. Daima medeniyetleşme arzusuyla barış taraftarı, insan haklarını koruyan bir Türkçülük anlayışında olmuştur. Ayrıca kendisi  “Pantürkizmin Babası” olarak tanınmıştır. Akçura’nın millet anlayışından da bahsetmek gerekirse, ona göre millet, ırk ve dilin birliğinden doğmuştur.

Türkçülük kavramını bütün olarak “Türklük Fikri” olarak açıklamıştır ve bunu geniş anlamda Türk Dünyası sorunlarıyla meşgul olmak olarak nitelendirmiştir. Siyaset arenasındaki Türkçülükte de bu olgu içerisinde olmuştur.

Ziya Gökalp’ın Türkçülük anlayışında Osmanlıcılık ve İslamcılıktan tam olarak kopamadığı görülürken, daha doğrusu Osmanlıcılık ve İslamcılık sentezini içerirken, Yusuf Akçura’nın Türkçülük anlayışında bu durum söz konusu olmamıştır. Akçura’nın Türkçülük anlayışı, batı tarzına ve yeni bir oluşuma dayalı olmuştur.Akçura’da Turancılık anlayışı kullanılmamıştır ve romantik anlamda milliyetçiliği dile getirmemiştir. Bu kavramı, daha çok Ziya Gökalp dillendirmiştir. Akçura, Osmanlı tebaasında yaşayan azınlıkları Türkleştirme politikasını savunmuştur.

​Akçura hayatını Türklüğe adamış, Türk milletinin daima güçlü, bağımsız, çağdaş ve diğer devletlerden üstün olması için büyük uğraşlar içerisinde olmuştur. Asıl cephede kazanılmış olan savaşın devamını getirmek olduğunu düşüncesinde olmuştur. Türkçülüğün başarısının, silah ile değil ekonomi ve bilim beraberinde olacağını savunmuştur. Türkçü düşünce yapısını iktisada uyarlayarak “milli iktisat” fikrinin önemli savunucularından biri olmuştur. Türkçülüğün ve bağımsızlığın ayakta durabilmesi için ekonomik bağımsızlığın ve gücün gerekliliğinden bahsetmiştir. Türk toplumunda milli bilincin ve Türkçülük ideolojisinin gelişmesi için milli girişimcilerin varlığına önem atfetmiş, yerli bir burjuvazi sınıfının oluşturulmasını öne atmıştır. Ayrıca onun Türkçülük anlayışı içerisinde Türk toplumunda kadın-erkek, genç-yaşlı toplumun her kesiminin özverili bir biçimde çalışması gerektiğini vurgulamıştır. Türklerin güçlü bir mazisi olduğunu, bu sebeple Türkçülük fikriyatı ile beraber milli ve manevi olarak güçlü günlerine kavuşacağı inancında olmuştur

 

Uğurcan GÜRZ

KAYNAKÇA

➢ AKÇURA, Yusuf. Türkçülüğün Tarihi, Kaynak Yayınları, İstanbul, 1998.

➢ AKÇURA, Yusuf. Hatıralarım, Yayınlayan: Erdoğan Mura, Hece Yayınları, Ankara, 2005.

➢ AKKUŞ, Halil İbrahim. Yusuf Akçura’nın Din ve Toplum Anlayışı, Yüksek Lisans Tezi, Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2009.

➢ DENİZ, Filiz. Yusuf Akçura, Hayatı, Eserleri ve Fikirleri, Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1996.

➢ GÖKALP, Ziya. Türkçülüğün Esasları, Toker Yayınları, Ankara, 1990.

➢ ŞAHİN, Bekir. Yusuf Akçura’nın Fikirleri Üzerine Sosyolojik Bir İnceleme, Yüksek Lisans Tezi, Kastamonu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2017.

➢ TEMİR, Ahmet. Yusuf Akçura, Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayınları, Ankara, 1997.

➢ TOGAY, Muharrem Feyzi. Yusuf Akçura Hayatı ve Eserleri, Hüsrütabiat Basımevi, İstanbul, 1994.

➢ TÜRKMAN, Sayim. Yusuf Akçura ve Ziya Gökalp, Atatürk Dergisi, Erzurum, 22 Şubat 2020.

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.