35,5019$% 0.21
36,2930€% -0.11
43,2101£% -0.12
3.039,42%-0,82
2.660,50%-1,11
9.733,17%-1,79
3243359฿%-3.61778
19 Mayıs hareketi sadece Türklerin değil tüm mazlum milletlerin uyanışına doğru başlatılan bir kutlu yürüyüşün ilk adımıdır. 19 Mayıs Gençlik ve Spor bayramını, artık bu idrâkın başladığının bir ifadesi olarak kutlamak icab eder.
Halen, XVI.yüzyılın ikinci yarısından beri özellikle bütün Türk Dünyasına, kökenlerini, aynı isimle anılan Cromwell’in liderliğindeki İngiliz devriminde aramamız gereken “püriten hristiyanlığın” gözlüğü ile bakılmaktadır. XVIII.yy’a kadar Türkler ile İslam dinini özdeşleştiren Britanya emperyal sömürgeciliği, bilhassa Hindistan ve Arap yarımadasındaki müslüman nüfusu Bab-ı Ali’nin çozülmesi ve destabilize edilmesi için kimi tarikat ve cemaat yapıları üzeriden başarıyla manuple etmiştir. Zira İslam dünyasını kontrol etmek için müslümanlara şirin gözükmek, kendisini güneşin batmadığı imparatorluk olarak niteleyen İngiltere krallığının en temel politikası olmuştur. Onun için zaman zaman kraliyet ailesinden birilerinin (örneğin ihtiyar bir prens iken şimdi Charles III olarak taç giyen) müslümanlığa ilgi duyduğu hatta gizlice müslüman olduğu haberleri bazı basın yayın organlarında servis edilir.
Özellikle, 1991 sonrasında SSCB’nin daģılmasına müteakiben aynı gözlük ile doğu ve İslam dünyasına bakmaya ve panislamizmi ümmetçi birlik düşüncesini kontrol etmek için “hilafet bayrağı” adıyla kullanmak son derece ustalıklı bir siyasettir. Bu yüzden Panislamist bir hortlak şu aralar üzerimizde gezmektedir. Türk dünyası ise artık birliğini Vehhabilik ile sağlayamayacağını idrâk etmelidir. Bu birliğin nasıl sağlanabileceğinin formülü tarihin derinliğinde mevcuttur. Ancak onlar da puriten islamın menfaatperest ve acimasız politikalariyla gaflet, dalâlet ve hatta hıyanet içindedir.
Türk dünyası, bağrına İngiliz ve Rus emperyalizminin sapladığı Arap kamasını kısa vadede çıkaracak gibi durmamaktadır. Onun için doğudan batıya bilmem hangi koridor vb üzerinden birleşme hayalleri, Küçük Asya insanına yutturulan Osmanlı dirilişi rüyasına benzer ham hayaldir ve Türkleri uyutmak için güzel bir afyondur. Yukarıda izah etmeye çalıştığım nedenler ile, hazindir ki hala Türk dünyası devletleri XIX.yüzyıldan kalma çağdışı bir zorlamayla “ulusal gibi görünen ama değil”, “dinsel birlik/ümmet” dayatmaları altında halkının refahını değil cebini gözeten pragmatist otokrasilerin pençesinde küresel sermayenin uşaklığını yapmaktan ve doğudan batıya bir enstruman olmaktan kendisini kurtaramamaktadır.
Saygılarımla
Dr.M.C.YAĞMURDUR
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.