DOLAR

32,5907$% 0.33

EURO

34,8180% 0.17

STERLİN

40,4368£% -0.46

GRAM ALTIN

2.506,98%0,92

ONS

2.387,49%0,36

BİST100

9.693,46%1,77

BİTCOİN

2096929฿%1.94341

a

TASAVVUF VE MİSTİSİZM -I

Tasavvuf zannedildiğinin aksine mistik bir anlayışın ürünü olmayıp zaman içerisinde mistisizm ile ilişkilendirilmiş ve onunla birlikte değerlendirilmiş bir düşünce ve yaşam sistematiğidir.

TASAVVUF VE MİSTİSİZM -I
0

BEĞENDİM

Tasavvuf zannedildiğinin aksine mistik bir anlayışın ürünü olmayıp zaman içerisinde mistisizm ile ilişkilendirilmiş ve onunla birlikte değerlendirilmiş bir düşünce ve yaşam sistematiğidir.

Bazı müellifler tarafından, tasavvuf İslam düşüncesinin teşekkülü sürecinde İşrakiyyun dönemi sonrası bir merhale olarak kabul edilmekle birlikte onun özünde mistisizm olmayan ama metafizik ve intellektüel kavrayışın yattığı tartışmasız olan bir normatif düşünce tarzı olduğu da söylenebilir.

O halde burada iki soru sorulması gerekmektedir. Bunlar da tasavvufun dini alana mi yoksa profan/lâ dini alana mı ait olduğu veya her ikisini de kapsayan bir karakteri mi olduğu bu sayılanların hangisinin altında telakki edilmesi gerektiği sorusudur.
İslam düşünce teşekkülünün ilk iki yüzyılında ortaya çıkan ve Arap yarımadasına özgü olarak şekillenen “nedamet ve tevbenin” şekillendirdiği “zühd ve takva” olgusundan farklı olduğu ise bir diğer gerçektir. O fark da “bâtın” başlığı altında ele alınması gereken ve batı düşünce sisteminde karşılığı ezoterizm olarak tanımlanan yönüdür.

Zira İslamın ilk yüzyıllarında tasavvuf ile özdeşleşen “zühd” olgusunun, dinî ve sosyal düzenin eksen alındığı zahir yani egzoterik yaklaşım üzerinde kurgulanmasıdır. Oysa ezoterizm kavramı ile, kainatın ve hayatın, entellektüel ve metafizik yönünün ele alındığı akılda tutulmalıdır. Bu nokta ise etimolojik ve epistemolojik yönü apayrı bir tartışma konusu olan tasavvufun nereye konumlandırılacağı üzerinde ciddiyetle düşünülmesi gereken bir sorundur. Unutmamak gerekir ki egzoterik yani dinî ve sosyal düzeni ilgilendiren “zahir”den, tümel intellektüel ve metafizik alanı ilgilendiren ezoterik “bâtın” alanına bir yolculuk söz konusudur.

Bir başka ifadeyle, bu yolculuk zahirden bâtına doğrudur. Gerçekten de egzoterik olandan ezoterik olana bu yolculukta tasavvuf bu ikisi arasındaki alanı içerir. Bu alanda izlenmesi gereken yollar ise “tarikât” olarak tanımlanabilir. Bu kavramın ise İslam düşünce sisteminin teşekkül sürecinde, İşrakiyyun dönemi sonrasında tasavvufun pratik uygulamasını gerçekleştirmek amacıyla ortaya çıkmış olması ve elbette kurumsallaşmayı kapsadığı da söylenebilir. Zira sosyal düzeni dinsel temelde şekillendiren İslam-Arap anlayışına karşı özellikle geniş kitlelerin sosyal ve dinsel düzeni etkileyebilecek duygusal dalgalanmalarını ve reaksiyonlarını kontrol edebilecek kurumsal yapılanma elbette her zaman zorunlu olmuştur.

Kanaatimce, İslam dininin yayıldığı coğrafyada, bir çoğu Horasan kökenli olan tarikâtların oluşum sürecinde bu faktör göz ardı edilmemelidir.

Not: Devam edecek

Prof. Dr. Mahmut Can YAĞMURDUR

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.