34,2299$% -0.07
37,3284€% -0.23
44,8341£% 0.09
2.930,45%0,46
2.665,75%0,64
8.860,30%1,85
2286205฿%1.10118
Rusya-Ukrayna Savaşı’nın 18’inci ayı içindeyiz. Daha ilk ayı içindeyken bunun bir vekalet savaşı olduğunu ve uzun soluklu olacağını bu köşede yazmıştık. O zaman da demiştik ki; ABDistemedikçe bu savaş bitmez ve bitmeyecek de. Birinci Soğuk Savaş (1947-1990), kapitalist ideolojiye sahip ABD liderliğindeki Batı ile sosyalist ideolojiye sahip Sovyetler Birliğiarasında yapıldı. Sonuçta Batı kazandı ve Sovyetler Birliği çözüldü. Halen içinde olduğumuz İkinci Soğuk Savaş da Batı ve Doğu arasında sürüyor. Ama buradaki “Batı” ifadesi, coğrafi bir kavram değil. Örneğin; Japonya ve Kore, coğrafi olarak doğudadır ama Batı’nın değerler sistemi içindedir. Şimdiki“Doğu” kavramının içinde ise Rusya, Çin ve ABD hegemonyasına direnenler var, İran gibi. ABD; NATO’yu, Avrupa’yı ve tüm Batı’yı farklı yöntemlerle zorlayarak, ikna ederek ve arkasına alarak Rusya’yı askeri, siyasi ve ekonomik olarak kuşatmakta ve dünyadan tecrit etmeye çalışmaktadır. Uzun soluklu olması planlanan bu savaşa Rusya’nın ne kadar dayanabileceği ise savaşa devam edebilme azmine, başarısına ve kuşatmayı yarabilme becerisine bağlıdır.
Şimdiye kadar bu savaşın tek kazananı ABDolsa da özellikle Avrupa açısından işler iyi gitmiyor ve Avrupa bu savaştan çok zarar görüyor. Hayat pahalılığı, yükselen enerji fiyatları, enflasyon, ekonomide daralma, Ukraynalı sığınmacılar, artan işsizlik, özellikle Almanya için kaybedilen Rus doğal gazı ve Rusya pazarı, kitlelerde savaşa karşı oluşan tepkiler, Avrupa açısından görülen zararlarınsadece bazıları. Bu mücadele; birbirinin parmağını ısıran hasımlardan hangisinin daha önce pes edeceği beklentisi gibi. Avrupa pes ederse, ABD de savaşı bitirmek zorunda kalabilir. Bu arada savaşacak Ukraynalı bulabilmek de zaman içinde sorun olabilir.
Küresel Güney
Rusya; bu kuşatmayı yakın coğrafyadan, hem de bir NATO üyesi olan Türkiye ile yardı. Türkiye’nin jeopolitik konumu, Rusya’ya olan enerji bağımlılığı, savaş öncesi Erdoğan’ın Batıtarafından tecrit edildiği dönemde Putin’in Erdoğan ve Türkiye’ye yönelik doğru hamleleri;savaşın başından bugüne kadar Türkiye’nin Rusya için nefes borusu olma sonucunu doğurdu. Çin ve İran da Rusya’nın kendine yönelik kuşatmayı yarabildiği ve destek aldığı coğrafyalar.
Rusya-Ukrayna savaşının başlamasından bu yana Küresel Güney, ABD’nin Rusya karşıtı politikalarını ve ekonomik ambargolarını destekleme konusunda isteksiz davrandı. Küresel Güney; Birinci Soğuk Savaş (1947-1990) sonrası meydana gelen ABD tek kutupluluğunun ortaya çıkardığı bir kavram. “Küresel Kuzey” ve “Küresel Güney” de aynen geçmişteki “Batı” ve “Doğu” gibi coğrafi değil, daha çok politik ve ekonomik anlamı olan kavramlar. Küresel Güney üç ana bölgeyi kapsar; Asya, Afrika ve Güney Amerika. Avrupa refahının çoğu, yüzyıllardır Küresel Güney’in yağmalanmasından ve sömürülmesinden elde edilmiştir. Avustralya ve Yeni Zelanda ise güney yarım kürede olmasına rağmen, Küresel Kuzey kavramı içindedir. Günümüzde, Küresel Güney sorgusuz sualsiz ABD’yi desteklemiyor. Bu eğilim dünya çok kutupluluğa doğru evirilirken, daha da güçleniyor. ABD hegemonyasının zayıflamasıise Küresel Güney ülkelerinin farklı jeopolitik ve ekonomik seçeneklerini keşfetmelerine ve çeşitlendirmelerine yol açıyor.
Afrika Varlık İçinde Yokluk Çekiyor
Afrika, Rusya’nın kendisine yönelik kuşatma ve tecridi yarmaya çalıştığı çok önemli bir coğrafya. Afrika’nın Rusya için elverişli bir coğrafya olabilmesinin nedeni; burada Batı’nın sicilinin kötü ve bagajının dolu olmasıdır. Fransa başta olmak üzere, buradaki sömürge güçleri sömürge döneminin kapanmasından sonra bile ekonomik kontrolü elde tutarak kıtayı sömürmeye devam etmişler. Fransa’nın elektrik enerjisinin yüzde 70’i nükleer santrallerden geliyor. Bu tesisleri çalıştırmak için gerekli uranyumun yüzde 20’si ise Nijer’den alınıyor ama Nijer’in sadece yüzde 15’inin elektrik şebekesine erişimi var.
Nijer, Avrupa’da kullanılan uranyumun dörtte birini sağlıyor. Nijer, kömür ve altın gibi madenler de dahil, maden kaynakları açısından da çok zengin. Ama ülke yoksullukla boğuşuyor. Afrika, dünyadaki maden zenginliğinin yüzde 30’una ev sahipliği yapıyor. Yine Afrika, dünya elmas üretiminin yüzde 65’ine, altının yüzde 40’ına, petrolün yüzde 12’sine ve doğal gazın 8’sine sahip ama yoksul!
Darbeciler Darbecilere Destek Veriyor
26 Temmuz 2023’de Nijer’de yapılan darbe sonrasında Batı, bütçenin yüzde 40’ını oluşturan ve insani gerekçelerle yapılan yardımı kesti. Çünkü devrik lider Bazoum, Batı’nınmüttefikiydi. Batı Afrika Devletleri Topluluğu (ECOWAS); devrik Cumhurbaşkanı Muhammed Bazoum’u yeniden iktidara getirmek için güç kullanmayı planlıyor ve toplantılar düzenliyor. Batı Afrika Devletler Topluluğu’nun arkasında ise Çin ve Rusya’nın kıtaya nüfuz etmesini engellemeye çalışan Batıvar.
Mali ve Burkina Faso, Nijer’e yapılacak müdahaleyi kendileri için savaş ilanı sayacaklarını duyurdu. Mali’de 18 Ağustos 2020’de ve Burkina Faso’da 30 Eylül 2022’de darbe yapılmıştı. Her iki darbenin de Fransa ve ABD’nin yeni sömürgecilik anlayışına karşı yapıldığı ifade ediliyor. Yani emperyalizme ve sömürgeciliğe karşı halkın desteğini alan askeri darbelerdi. Şimdi ise darbeciler darbecilere destek veriyor ama itici güç; sömürgecilik karşıtlığı. Nijer’e müdahale Pandora’nınkutusunu açabilir ve kıtada tam bir Batıkarşıtlığının ve savaşın fitilini yakabilir.
Fransa Dışarı, Rusya İçeri!
Bir zamanlar Afrika’nın yüzde 35’ini yöneten ve sömüren Fransa Afrika’da gittikçe geriliyor, ticareti azalıyor, askeri varlığı zayıflıyor, hattabazı yerlerinde Fransızca bile yasaklanmaya çalışılıyor. Ama Çin Afrika’da gittikçe yayılıyor. Rusya da Afrika’da etkinliğini arttırmaya ve kendisine yönelik kuşatmayı bu bölgelerdenyarmaya çalışıyor. Çin ve Rusya’nın en büyük şansı; Batı gibi bu kıtada sömürgecilik geçmişlerinin olmaması. Rusya, geçmişte Sovyetler Birliği’nin yaptığını yapmaya çalışıyor; tahıl yardımı, hibe, borçları silme, askeri eğitim ve işbirliği, radikal İslami terör örgütlerine karşı eğitim ve ortak mücadele, silah satışı ve enerji işbirliği gibi. Sovyetler Birliği de Afrika ülkelerinin bağımsızlıklarını kazanma sürecinde ekonomik, siyasi ve askeri destek vermiş, alt yapı desteği için teknik personel göndermiş ve binlerce Afrikalı öğrenciye burs vererek Sovyetler Birliği’nde okumalarına imkan sağlamıştı.
Mali, Burkina Faso ve Nijer’deki darbeler de Rusya’ya yaradı. Fransızlardan boşalan üslereşimdi Wagner yerleşiyor. Nijer’de darbeyi destekleyen göstericiler, Rus bayrağı açıyor. Wagner’in Ukrayna’da rolü azalsa da Afrika’daki rolü artıyor. Ayrıca; askeri eğitim veren, liderlere ve enerji tesislerine koruma sağlayan başka Rus güvenlik şirketleri de var Afrika’da.
Sömürgecilikten Kurtulma Hareketi
Geçen ay (27-28 Temmuz 2023), St. Petersburg’da ikinci Afrika-Rusya Zirvesidüzenlendi. İlki, 2019’da Soçi’de düzenlenmişti. Wagner’in lideri olan, kısa bir süre önce Moskova’ya karşı başarısız bir başkaldırı yapan, bu olaydan sonra da ortalıkta pek gözükmeyen ama Nijer’de yapılan darbe için “Sömürgecilerden kurtulma hareketidir”şeklinde bir açıklama yapan Prigojin’i, St. Petersburg’da Afrikalı liderleri karşılarken gördük. Afrikalı liderler de geçtiğimiz Haziran’da Rusya-Ukrayna Savaşı’nın sona erdirilmesi için 10 maddeden oluşan bir öneri paketi sunmuştu.
Fransa ve ABD başta olmak üzere Batı’nındesteklediği Batı Afrika Devletler Topluluğueğer Nijer’e müdahale ederse; Mali ve Burkina Faso Wagner’in desteğinde savaş başlar, kısa sürede yayılır ve bu Afrika’da yeni sömürgecilik hamlesi olarak algılanır. Bu hamle; aynı zamanda Rusya ile Afrika’da sıcak bir vekalet savaşının önünü açar. Afrikalıların bir sözü var:“Kendi isyanının sorumluluğunu almayan bir köle acınmayı hak etmez!”
Aşkın Zengin Akkuş’un Dark İstanbul Yayınları’ndan yeni çıkan “Kutsal Günah” adlı kitabını okumanızı tavsiye ederim.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.