35,4916$% 0.19
36,2333€% -0.27
43,1403£% -0.28
3.040,31%-0,77
2.664,19%-0,97
9.733,17%-1,79
3254532฿%-2.99916
RANT mı? VATANDAŞ mı?
Dağıtım şirketi tarafından İletim hatlarından çekilen enerjinin iletken direncinden dolayı gerçekleşen kayıp, çekilen enerji ile abonelerine faturalandırdığı enerji arasındaki farktır. Kaçak elektrik ise enerjiyi çalarak kullanmaktır. Kayıp-kaçak oranı ise kayıp ve kaçak elektrik enerji kullanımının toplamıdır.
EPDK(Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu) ülkemizdeki kayıp-kaçak oranının %11,8 olduğunu Nisan.2019 tarihinde açıklamıştır. AK Parti hükümetince 2013 yılında kabul edilen yasa (Elektrik Piyasası Kanunu) ile Abonelerin bölgeler arasındaki uygulama farklılıklarını ortadan kaldıran Fiyat eşitleme uygulamasını Aralık.2015’e kadar uzatmıştır. Bu süre; önce Aralık.2020 yılına daha sonra da Aralık.2025 yılına uzatmıştır. 2025 yılından sonra ise Cumhurbaşkanına ek 5 yıl süre uzatım yetkisi verilmiştir.
“ulusal tarife” Dağıtım bölgeleri arasındaki farklılığı ortadan kaldırarak, tüketicilerin aynı elektrik tarife üzerinden faturalandırma uygulamasıdır. Bu uygulama ile kayıp-kaçak oranı fazla olan bölgenin daha az kayıp-kaçak olan bölgeye aktarılması sağlanmaktadır. Ülkemizdeki tüm tüketicilerin faturalarına yansıtılan bu kayıp-kaçak miktarı kullanmadığımız elektrik bedelidir. Bu bedelin dağıtım şirketlerince üstlenilmesi gerekmez mi?
Ben vatandaş olarak Bir başkasının sebep olduğu kayıp-kaçak bedelini ödemek istemiyorum.
AK Parti iktidarı, Elektrik dağıtımında kayıp-kaçak elektriğin önlenmesi amacıyla Özelleştirme ile dağıtım şirketlerini devreye sokmuş ancak, kayıp ve kaçakla mücadelede istenen başarıyı elde edemediği gibi “ulusal tarife” uygulaması ile enerji bedellerini tüm vatandaşlarımıza yüklemeye devam etmektedir. Oysa Bölgesel uygulama yapılsa kayıp-kaçak elektriğin çok olduğu bölgelerde elektrik faturaları artacak, kayıp ve kaçağın az olduğu yerlerde faturalar düşecektir.
Dünyada hapis cezası uygulaması olan kayıp-kaçak kullanıcıları için ülkemizde sadece ilgili yönetmelik çerçevesinde para cezası uygulaması yapılmaktadır. Bu da tüketiciler açısından caydırıcı nitelik taşımamaktadır.
AK Parti iktidarında geçmediğimiz köprüye, kullanmadığımız otoyollara, uçmadığımız hava alanlarına nasıl ödeme yapıyorsak, kullanmadığımız elektriğe de ödemede bulunuyoruz.
Özelleştirmenin amaçlarından biri Dağıtım şirketlerinin kayıp-kaçak miktarını kendilerine verilen süre içerisinde önlemeleridir. Ancak dağıtım şirketleri gerekli tedbirleri almamakta ve kayıp-kaçak miktarlarını, AK Parti iktidarının bu şirketleri destekleyici kararları ile tüketicilere yansıtmaya devam etmektedir. Oysa verilen sürede taahhütlerini yerine getirmeyen bu şirketlerin cezalandırılması gerekmektedir.
Ülkemizin 2019 yılı elektrik üretimi 291 milyar kWh, elektrik tüketimi ise 290,4 milyar kWh olarak gerçekleşmiştir. 291 milyar kWh elektrik, üretildikten sonra %12’si kayıp ve kaçağa gidiyorsa, Yılda yaklaşık 35 milyar kWh kayboluyor demektir. Bu, kurulması planlanan Akkuyu nükleer santralinin üretim kapasitesi olan 35 milyar kWh ile eşdeğerdir.
Elektrik Üretim A.Ş. (EÜAŞ) tarafından 2020 yılı içerisinde teşvik amaçlı Dağıtım şirketlerine yapılan 9 milyar lira indirim tüketici faturalarına indirim yansımamış olup kasalarında kalmıştır.
Yani; AK Parti iktidarı, hem sattığı elektrikte indirim yapıyor, hem de taahhütlerini yerine getirmediği için varlığını sürdüren kayıp-kaçak bedellerini vatandaşa ödettiriyor. Burada korunan dağıtım şirketleri, tokatlanan ise vatandaşlardır. AK Parti adaleti bu mu? Milletimizin cebinden alıp, Dağıtım şirketlerinin cebine aktarmak mıdır adalet?
DOĞRU Parti olarak bu adaletsiz uygulamanın kaldırılması konusunda AK Parti yöneticilerine önerilerimiz;
Enerji sektörü ; Dağıtım şirketleri, vatandaşlar, toprak, tarım, hava, su ve doğa unsurlarından oluşmaktadır. Ancak; AK Parti İktidarı kayıp-kaçak problemini sorun olmaktan çıkarmak yerine, yetkilerini, yandaş firmaların sorunlarını çözmek, bazılarını ertelemek için kullanmakta, Dağıtım şirketlerine verdiği avantajları uzatarak RANT elde etmelerini sağlamaktadır. Bu da doğal olarak Kayıp-kaçak elektriğin önlenmesi konusunda dağıtım şirketlerinin yapması gereken işleri zamana yaymalarının önünü açmaktadır.
Kayıp-kaçak elektriği önleyici tedbirleri almak yerine, Dağıtım Şirketlerinin RANT uğruna korunmasına devam edilirse, Bilinmeli ki her yıl bir enerji santralinin kurulması engellenmiş olacaktır.
DOĞRU PARTİ Enerji, Tabii kaynaklar ve madencilikten sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olarak İktidar’a sormak istiyorum;
Tüm bu haksız uygulamalarınızla yandaşları koruyup kollamak suretiyle vatandaşlarımızı yok saymaktan vazgeçin. Özelleştirme amaçlarından biri de bu tür problemlerin ortadan kaldırılması değil miydi?
DOĞRU PARTİ olarak; Milletimize söz veriyoruz
İktidarımızda; Kayıp-Kaçak bedelleri tüketiciler tarafından değil Dağıtım şirketleri tarafından karşılanacak ve milletimiz kayıp-kaçak elektriğin muhatabı olmayacaktır. Her yıl bir enerji santralinin kurulmasını engelleyen bu problemler süratle çözülecektir.
Selam ve Saygılarımla
Cezmi Orkun
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.