35,4915$% 0.19
36,2205€% -0.3
43,1514£% -0.25
3.041,03%-0,76
2.664,23%-0,96
9.733,17%-1,79
3268961฿%-2.73596
Bu ülkede artık hiçbir şeye şaşırmaz oldum. CB Erdoğan’ın kulağı acaba ağzından çıkanları duyuyor mu? Ne demiş en son bakalım:
“Taliban’ın Türkiye’nin İslam anlayışı ile ilgili ters bir yanı yok…” Anlaşılan o ki, Erdoğan, Kabil Hamit Karzai Havaalanının güvenlik görevini alıp, Biden ve ABD’yle barışmanın yollarını arar olmuş. Muhteremin ABD ile yaşadığı sorunlar bir değil ki. Daha önce çok yazdım. Sadece birer cümle ile tekrarlayım:
*Halk Bankası davası var,
*Rıza Zarraf’ın itirafları var,
*Caatsa yaptırımları var,
*Parası ödenen ama alınamayan F 35’ler var,
*Rusya’dan alınan ve ambarlara kilitlenip çürümeye terk edilen S 400’ler var,
*Fetullah Gülen ve iadesi konusu var,
*ABD’nin burnumuzun dibinde Yunanistan’da kurduğu askeri üsler var,
*Doğu Akdeniz enerji kavgasında ABD’nin Yunanistan’ın yanında yer almak var…
Bütün bunlar var da asıl önemli olan bunları kısmen unutturmak ya da etkilerini azaltmak amacıyla ABD’ye “şirin görünmek” de var. Asıl önemlisi de bu. Erdoğan anladı ki “posta koymak”la bu iş yürümüyor. O halde alttan alıp, ufaktan, ufaktan Bidan’a yanaşayım diyor muhterem…
Peki, bunun için Mehmetçik’i, kelle kesen Taliban’ın önüne sürüyorsun kardeşim. Ayıptır, yazıktır, günahtır. Hiç mi vicdanınız sızlamıyor. Ne işim ve kazancım var benim Kabil’de? Polislik ve bekçilik benim mesleğim mi? Bunu bir uluslararası ilişkiler hocası olarak söylüyorum. Şimdi Taliban’a geliyorum:
Bu Taliban nasıl oluyor da “benim İslam anlayışımla ters düşmüyor?
*Ben kafa kesiyor muyum?
*Ben kadını eve kilitliyor muyum?
*Ben kadının cahil kalmasını istiyor muyum?
*Ben her kadının 8-10 çocuk yapmasını istiyor muyum?
*Ben kafamı gözümü çaputla kapatıyor muyum?
*Ben radyoları, televizyonları baltayla kırıyor muyum?
Daha neler, neler. Bu mudur İslam anlayışı ve Türk insanının inancıyla “uyum içinde” olan Taliban???.Bu sıraladığım İslam anlayışının tamamı bana ve ülkem insanına taban tabana ters... Bu İslam anlayışı ihvan kafasının anlayışıdır. Benim ülkem Atatürk devrimlerinin yücelttiği ama günümüzde hırpalansa bile ayakta duran bir laik bir ülkedir.
Bu “kafa uçurucu” Taliban daha önce El Kaide’yi doğurmadı mı? Doğurdu. El Nusra’yı doğurmadı mı? Doğurdu. Işid’ı doğurmadı mı? Doğurdu. Benin inancım bunlara taban tabana terstir. Erdoğan bunu nasıl bilmez? Bunun tersi anlamına gelen cümleler, nasıl olur da “laik bir ülkenin cumhurbaşkanının ağzından dökülür”. İnsan bu tür lafları ağzından çıkarmadan iki kere yutkunur yahu… Şimdi Erdoğan Yüce Türk Milletinden “özür dilemelidir”…Bu toplumun İslam inancı asla ve kat’a Taliban çizgisinde olamaz. İslam anlayışı ve inancının örneği Taliban ise (ki ben buna asla inanmıyorum) ben islamı bugün terk ederim… Bunlar “din devleti” kurma peşinde … Oysa devletin dini olmaz. Hazreti Ali ne demişti: “Devletin dini “adalettir”… Kafa uçurarak adalet olmaz…
Afgan diye bir millet yoktur. Orada Peştun, Hazarave Tacik ağırlıklı etnik guruplar vardır. Her gurup kendi dil veya lehçesini kullanır ve birbirlerini asla sevmezler. Ve Taliban şimdilerde ülkenin %85’ini ele geçirmiş. Kardeş Pakistan da Taliban’ın arkasında ve bu Taliban Kabil’e yaklaşıyor. Binlerce can kaybı veren ABD korktu kaçtı. . Böyle bir ortamda Türk askerini Taliban’ın önüne sürmek son derece tehlikeli bir yaklaşımdır. Bu ülkeden cenazelerimiz gelmeden, genç ve sadece erkek Afganlar geldi. Doğu sınırımız kalbura dönmüş. Günde 1500 dolayında insan geliyor akın, akın. Bu daha iyi günler deniyordu. Eğer öyle ise önümüzdeki günlerde çekeceğimiz var. Ben Türk vatandaşı olarak kendi insanımı doyuramazken, bir de kim olduğu belirsiz olan ve İran tarafından getirilip sınırımıza bırakılan bu adamları mı besleyeceğim. Bu ülke bu kadar yükü kaldırmaz…
Vazgeçin bu Afganistan sevdasından. Bunca sorun yanında bir de başımıza Afgan Çorabı örmeyin… Yetti gari… Anlayın artık, bu ülkeye yazık, günah…
Dış politikamız perişan durumda. Kıbrıs’ta Erdoğan’ın ağzından bu kere müjde makyajlı “betonlaştırma” çıktı… Şimdi gidip yeşil cennet Adamız Kıbrıs’ı betonlaştıracağız. Bu ülkenin yetkili kurumlarının görüş ve onayını aldınız mı kardeşim? Tabii ki almadınız… O nedenle de pek çok milletvekili sizi protesto etti ve sizi dinlememek için Parlamento binasını terk edip gitti. Türkiye’de olduğu gibi KKTC’de de “itibardan tasarruf olmaz” borazanını çalıyorsunuz. KKTC’nin uluslararası düzeyde en ufak bir itibarı var mı? Yoook… Kimse tanımıyor… Siz önce becerebilirseniz bu ülkenin uluslararası itibarını sağlayın... Ve de size bir hoca önerisi; itibarı süslü binalarda ve gösterişte aramayın…
Kıbrıs’ın bağımsız bir devlet olduğunu savunmak için önce bu ülkeyi kendiniz bağımsız olarak görün ve sözde “müjdelerinizi” onların suratlarına tokat gibi vurmayın. Evet, küçük ama tarihi ve son derece zarif Cumhurbaşkanlığı konutuna “gecekondu” demeyin kardeşim. Kırarsınız insanları. Kırdınız da zaten. Ben 13 yıldır bu ülkede ders veren bir hocayım. Rahmetti Denktaş’ın dış politika ve AB danışmanlığını yaptım yıllarca. O küçük sarayda çok çalıştık ve yemek yedik birlikte. Kıbrıs’ı iyi tanır ve çok severim. Ülkenin imkânları bu kadar. Eğer destek vermek istiyorsanız ve paranız varsa, birkaç fabrika kurunve istihdam yaratın. Bu ülke yetkilileri sizden bunu ister. Ülkeye saygılı davranın ki, uluslararası toplum da bu ülkeye bakışını yumuşatsın. Eğer uluslararası hukuka ve BM kararlarına saygılı olmak ilkeniz ise,“Kıbrıs’ta iki toplumlu federasyon”dan dönüp başka modellere yöneliş “gayri hukuki”dir. Hukuka uygun davranmak için gücünüz yetiyorsa, hani Genel Kurulunda, “dünya 5’ten büyüktür” dediğiniz BM’nin Kıbrıs ile ilgili kararlarını değiştirme yolunda hukuksal girişimlerde bulununuz. Tabii gününüz yetiyorsa.
Bunu becerirseniz, Dünya siyaset sahnesine adınız silinmeyecek şekilde kazınır.
Bunu unutmayın…
Devam edecek…
Prof.Dr. Haluk Günuğur
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.