35,5594$% 0.16
36,5618€% -0.36
43,2938£% -0.53
3.080,73%-0,39
2.700,74%-0,53
9.977,94%1,13
3718447฿%0.34053
İnsanoğlu ilk çağlardan itibaren sembolleri hayatları içerisinde kullanmıştırlar. Topluluklar ve bireyler açısından gizli kalmasının gerektiği düşünülen bilgileri, semboller vasıtasıyla şifreleyerek anlatma yoluna başvurmuşlardır. Özellikle mitler, masallar, efsaneler, arkeolojik kalıntılar, sanat eserleri, sembollerin bizlere ulaşmasına aracılık etmiştirler.
Semboller üzerinde önemli çalışmalar yürütenlerden biri de Dr. Carl Gustav Jung olmuştur. Gustav Jung, sembollerin görünürdeki manalarının dışında, saklı, meçhul manalarının da olduğunu ortaya atmış ve hastaları üzerinde yaptığı çalışmalardan yola çıkarak bazı sembollerin mitolojik motifler olduğunu fark etmiştir.
Tarih seyri boyunca insanoğlu, tüm coğrafyada sembollere güçlü bir şekilde mitolojik, dini ve kültürel manalar yüklemişlerdir. Her sembol, kendi dönemi içerisindeki bir düşünceyi ifade etmesi gayesiyle kullanılmış ve bu nedenle sembolleri değerlendirirken dönemin şartlarını da ele almayı gerektirmiştir. Ancak bu duruma istisna olarak ezoterik öğretilerde kullanılan semboller olmuştur. Ezoterik öğretiler, yıllar boyunca süregelen üstatların sonraki kuşaklara bilgileri anlatması vasıtasıyla, uzun yıllar anlamlarını korumuşlardır. Bu sembollerden bazılarında mana bakımından değişime uğrayanların da olduğu görülmüştür.
Paganizm anlayışında da birçok sembolik anlatım kullanılmıştır. Hatta paganizmdeki semboller, ezoteriköğretilerde kullanılan sembollerin kaynağı durumda yer almıştır. Paganizm’e daha iyi vakıf olmak için sembolik anlatımları iyi bilmek gerekmiş ve pagan düşüncenin dışavurumunda semboller önemli bir rolde yer almışlardır. Paganizmin tanımları içerisinde “Semboller bütünü” tabiri de kullanılmıştır. Paganizm anlayışında öne çıkan bazı semboller şunlar olmuştur;
1-) Dört Element Sembolü
Ateş, hava, toprak ve su, antik çağlardan itibaren evreninin varoluşunun açıklanması aşamasında temel yapı taşları olarak düşünülmüştür. Paganizm anlayışının ve ayinin temelini oluşturan bu sembollerin topluluktan topluluğa değiştiği görülmüştür. Yunus Emre, dört elementten ejder diye bahsetmiş;“ ot, su, yel, toprak ” olarak bu elementleri tanımlamıştır. (Düzenli, 2017)
Antik çağlardan beri ateş, su, toprak ve ateş dört element olarak görülmüş ve bunlara saygı gösterilmiştir. Ruhun bu dört elementin sentezinden oluştuğunu ve birleştiğini, ateş ve alev formunu aldığına inanılmıştır. (Durutürk, 2010, s.74)
Ateş, gücün ve eylemselliği ifade eden bir sembol olmuştur. İnsanoğlu hayatı içerisinde her zaman var olan ateş, gerek güç gerekse korku uyandıran bir element olmuştur. Ateş yapısı gereği hareketli ve göğe doğru yükselmesi sebebiyle eril bir özellik göstermiş ve erillikle ilişkilendirilmiştir. (Altunay, 2019, s.87)
Eski topluluklar ateşin güvenilir ellerde olduğu takdirde ışık olduğunu ve yol gösterici yapıya sahip olduğunu, güvenilir olmayan ellerde ise yakıcı yani tehlikeli olabileceği düşüncesini savunmuşturlar.
Toprak, dört element içerisinde durağan ve durağan enerjinin sembolü olmuştur. Değişim bakımından değişime kapalı ve koşulları korumayı temsil etmiştir. Paganizm panteonları içerisindeki dişil tanrıçalarla ilişkilendirilmiş ve ekin vermesi yönüyle de doğurganlığı çağrıştırmıştır. Toprak doğuran bir yapı olmasının dışında ölümden sonra içine alan özelliğiyle de insanların düşünceleri üzerinde önemli bir intiba bırakmıştır.
İlk insanlardan beri suya ve su kaynaklarına kutsallık atfedilmiş, dereler ve göller gibi yerler kutsanmıştır. Su, duyguların ve bilinçaltının bir sembolü olmuş; ay ile yakından ilişkilendirilmiştir. Hatta suyun insanoğlunun kendinden bile sakladığı gerçekleri ve sezgileri temsil ettiği düşüncesi de insanlar üzerinde gözlemlenmiştir. Suyun temizleyici olması, insanlar tarafından kutsallık atfedilmesinde etkili olmuş ve Hristiyanlar tarafından suyun vaftiz işlemlerinde kullanılmasına kadar etki ettiği görülmüştür. Birçok mitte de su oldukça önemli bir yerde konumlandırılmıştır.
Hititlerin dinsel ritüellerinde su önemli bir yere sahip olmuştur. Hitit halkı, tanrılarına karşı ayine başlamadan önce yıkanmaları zorunlu tutulmuştur. Bunların dışında Midas Kalesi’nin bulunduğu alanda, günümüzde belden aşağısı bulunmayan Kybele heykelinin içi oyulmuş ve cinsel haz noktası ile ilişkilendirilen C noktasına su yönlendirilmiştir. ( Polat, 2013, s.6)
Hava elementi, insanlar tarafından bilgi ve iletişimle bağlantılı olarak özdeşleştirilmiştir. Hava elementi, toprak elementinin aksine sabit değil değişken bir yapıda olması ile zıt bir yapıya sahip olmuştur. İnsan yaşamının devam etmesi için gerekli olan hava, insanlar açısında oldukça önem taşımış ve kutsal görülmüştür. Ayrıca hava, keskin ve kurnaz; aklı da temsil ettiği düşüncesi savunulmuştur. (Altunay, 2019, s.86)
2-) Yaşam Ağacı Sembolü
Birçok kültürde yansımaları görülen Yaşam Ağacı’naölümsüzlük, bereket ve sağlık gibi nitelendirmeler de atfedilmiştir. Yaşam Ağacı olarak adlandıran bu ağaç gövde ve köke bağlı olarak yaşadığı evreni sembolize ettiği savunulmuş, yaşamının merkezi noktasında görülmüştür. Hristiyanlık gibi din ve anlayışlarda bu ağaç, yasak elmanın yetiştiği ve cennet bahçelerinin merkezi noktasında konumlandırılmıştır.
Paganizm anlayışı içerisinde insanın Gökyüzü ile Yeraltı arasında, Orta Dünya’da bulunduğu görüşü hâkim olmuştur. Bu köprüde bulunan insan iki dünyadan da enerji aldığını ve insanın köklerinin topraktan yeraltına, dallarının ise gökyüzüne uzanan bir ağaç olduğu düşüncesine inanılmıştır. Ağaç, çeşitli varlıkları üzerinde misafir etmesi bakımından Orta Dünya’nın bir sembolü durumunda olmuştur. Kışın yapraklarını toprağa dökmemesi yönüyle de doğanın gücü olarak görülmüştür. Bazı pagan dinlerinde tek tanrıça olarak da tapılmıştır. (Altunay, 2019, s.108)
Türk mitolojisinde ağacın en üst dalında kutup yıldızı ve bir meyve kisvesi yer alır, tanrı ile dünyayı birbirine bağladığı inancı hâkim olmuştur. Yurt, aile ve boy gibi kavramlar buradan türeyip gelişmiştir. Paganizmin en büyük özelliği olan birleşme kavramının burada hâkim olduğu görülmüştür. Şamanlara göre insanoğlu yaşarken de ölüyken de huzura ermenin en önemli yolu bu ağaç olmuştur.
Yaşam Ağacı dışında, kutsallık atfedilen başka ağaçlar da var olmuştur. Bu ağaçlara örnek olarak Hristiyanlıktaki Çam Ağacı oldukça önemli bir yer edinmiş ve ölümsüzlüğün sembolü olarak görülüp, kutsal sayılmıştır. Çam Ağacı’nınyapraklarını dökmemesini ölümsüzlük olarak yorumlamıştır. Bu kutsal ağaçları kesen insanların, doğa ruhları tarafından lanetleneceği düşüncesi de yaygın olarak görülmüştür.
3-) Yılan Sembolü
Birçok kültür ve anlayışta yer edinen yılan, bilgelik tanrısının sembolü olmuştur. Mitolojik açıdan, Apollo’nunoğlunun sağlık tanrısı Asklepios olması ve bir değneğe sarılması tasviri oldukça popüler olmuştur. Bu tasvir iyileşmeyi ve yenilenme gücünü simgelenmiştir. Deri değiştirmesi yönüyle de ölümsüzlüğü ve yeniden doğuşun sembolü olarak görülmüştür.
Paganizm inanışında aslında hayvanlara tapılmamış, tanrının tezahürü olması yönüne tapılmıştır. Yılan, toprağa girebilme özelliği bakımından erillikle de ilişkilendirilmiş ve yaşamın sembolü olarak nitelendirilmiştir. Ayrıca “kuyruğunu ısıran yılan” döngüselliği tasvir etmiştir.
Paganlar tarafından yılan, tanrıların bir sembolü olarak görülmüş, hatta Tanrı gibi saygı gösterilmiştir. Çeşitli kaynaklarda oub, ob, ops, ophis vb. adları adı altında kendini gösteren yılan ibadetinin var olduğu görülmüş ve Druidizminanlayışının başlangıcı ile ilişkilendirilmiştir. ( Susamcı, 2018, s.87)
Kibele gibi inanışlarda yeniden doğumu simgeleyen yılan sembolü, yaygın olarak kullanılmıştır. Paganlar tarafından kabul gören yılan sembolü Hristiyanlıkla beraber büyük nefret ve şeytanla beraber tavsif edilmiştir.
4-) Pentagram Sembolü
Pagan sembolleri içinde en popülerinden biri de pentagram olmuştur. Pentagram; aşağıya doğru bakıldığında yüce amacı, ruhsal âlemi ve eğitimi sembolize ettiği düşüncesine inanmıştırlar.
Pentagramın en önemli özelliği Venüs’ü sembolize etmesi ve dişil tanrıça ile bağlantısı olmasıdır. Paganların bu sembolü daha çok tılsımlarda kullandıkları görülmüştür. Bu yıldızların ters çevrildiğinde şeytan anlamına geldiği fikri de ortaya atılmış, hatta Satanizm ile ilişkilendirilmiştir. Ancak bu görüş paganizm içinde yer edinmemiştir.
Birçok toplum tarafından pentagramın şans getirdiğine inanılmış ve cadılar tarafından da kutsallık görülmüştür. Bu sembol beş elementin sembolünden oluştuğunu bu elementlerin birleşimini ve uyumunu gösterdiği düşüncesini savunmuşturlar. Bu beş element; Ruh, Ateş, Su ve Topraktır. Ateş iradeyi, Hava zekâyı, Su duyguları, Toprakta madde dünyasını sembolize ettiğine inanılmıştır. Ayrıca Hz. Süleyman’ın yıldızı olarak da adlandırıldığı ilerleyen dönemler görülmüştür.
Paganizmin en önemli sembollerinden biri olan pentagram, Wiccadan Kabalaya kadar birçok pagan anlayışa ve dinlerine tesir etmiştir. Özellikle Wiccanlar, tıpkı eski Yunanda olduğu gibi bu sembolü insan vücutları üzerinde kullanmıştırlar ve bu uygulama ilahi bir ortamda tören vasıtasıyla tanrıya daha yakın olmak için yapılmıştır.
5-) Spiral Sembolü
Spiral, yaşam ritminin ve yeniden doğuşun sembolü olarak adlandırılmıştır. Bazı mitoloji ve kültlerde ölümsüzlüğü temsil etmiştir. ( Durutürk, 2010, s.79)
Paganizm anlayışı içerisinde gece-gündüz, mevsimler ve zaman algısı bir döngüsellik taşımıştır. Bayramların veya özel günlerin tekrar gelmesi bunun en önemli kanıtlarından biri olmuş ve kutsal zamana dönüşü ifade etmiştir. Bu özelliğiyle de paganizm anlayışında “kıyamet” inancının yeri olmadığı ortaya çıkmıştır.
6-) Mağara Sembolü
Mağara; tarih seyri içerisinde sadece sığınmak ve korunmak amaçlı kullanılmayıp, yeraltına bir geçiş yolu olarak kabul görülüp kullanılmıştır. Bu sebeple bir geçiş sembolü olarak kullanılan mağaralar, aynı zamanda ritüelalanı olarak da değerlendirilmiştir.
Mağara sembolü birçok gelenekte yer alan ve ana rahimi, yumurta, yer altı gibi kavramlarla ilişkilendirilen bir sembol olmuştur. Mağaralar evrenin sembolü olarak da tavsif edilmesinin yanında, bütün ölüm tanrılarının ve kurtarıcıların doğduğu yer olması bakımından da dikkat çekmiştir. Dağ, eril olarak görülmüş, dağ içindeki mağara ise dişil olarak, saklı ve kapalı olarak nitelendirilmiştir. (Astroset, 2013)
7-) Ayna Sembolü
Tarihi geçmişi eskilere dayanan ayna, ilk çağlardan beri insanoğluna obsidyenden yapılan aynalar olarak eşlik etmiştirler. Bunun yanında aynalarıyla beraber gömülen kadınların var olması, aynanın değerini anlamamıza katkı sağlamıştır. Pagan inancında aynanın gerçeği göstermesinin yanında başka bir dünyaya açılan bir kapı olarak görülmüş ve kutsallık atfedilmiştir.
Bunların yanı sıra ayna birçok hurafeye de konu olmuştur. Anadolu toplumunda gece saatlerinde aynaya bakılmaz eğer bakılırsa kötü rüya göreceği inancı var olmuştur. Ayrıca aynanın kırılmasının uğursuzluğa yol açmasından, hamile bir kadının aynada kendisine baktığı zaman doğacak olan çocuğunun kendisine benzeyeceğine kadar birçok pagan hurafelerinin etkisi yaygın olarak görülmüştür.
Sonuç olarak paganizm anlayışındaki semboller birçok kültür ve pagan dinleri üzerinde etki sahibi olmuştur. Ezoterik öğretilerin birçoğunda bu sembollere rastlamak mümkündür. Özellikle gizli örgütler tarafından haberleşme aracı olarak kullanılmışlardır. Sembolleri, haberleşme aracı olarak kullanılması bakımından şifreli dil olarak nitelendirebiliriz. Ayrıca gizli örgütler, örgüt üyelerinin unvanlarının belirtilmesi yönünden de sembollere başvurmuşlardır. Paganizmdeki semboller, mitlerden kültürlere, kültürlerden dinlere kadar yayılım göstermiş ve günümüze kadar gelmiştir. Pagan sembolleri ile mitolojiler adeta içe içe geçmiş ve mitolojilerin hepsi içlerinde sembolik ifadeler taşımışlardır. Pagan kökenli sembollerin anlaşılması, mitlerin anlaşılması yönünden önemli olmuştur. Pagan sembollerine zaman içerisinde farklı anlamlar atfedilse de genel olarak aynı tema etrafında dönüp dolaşılmıştır. Bu semboller birçok tarikat ve kuruluşun sembolü olmuştur. Haçlı birliğinden Mason tarikatlarına kadar siyasi ve askeri oluşumlar tarafından kullanılmışlardır. Bahsi geçen oluşumların bu sembolleri kullanmalarının yegâne nedeni bu oluşumların pagan anlayışının ilerleyen dönemlerdeki siyasi ve askeri uzantıları olmasıdır.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.