h Dolar 19,1070 % 0.07
h Euro 20,6616 % 0.07
h Altın (Gr) 1.203,09 %0,21
h BIST100 4.997,80 %-0,68
h Bitcoin 517837 %-3.04133
Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

O sadece bir sanatçı değildi, bir filozoftu : Neşet Ertaş

Neşet Ertaş sadece yöresel bir sanatçı değildi. Eserleri, felsefesi, yaşam tarzı ve kişiliği bütün ülkeye hitap etti. Eserleri bütün bölgelerde sevilmese de saygı duyuldu.

25 Eylül 2022 Neşet Ertaş’ın onuncu ölüm yıldönümüydü. 1938 de Kırşehir’in Çiçekdağı ilçesinin Kırtıllar köyünde dünya ’ya gelmiş ve 2012 de İzmir de vefat etmiştir. Kırtıllar köyü bizim köye (Boğazevci) yaklaşık 26 km’dir, dolaysıyla aynı kültür ikliminden beslendik ve büyüdük. Neşet Ertaş sadece yöresel bir sanatçı değildi. Eserleri, felsefesi, yaşam tarzı ve kişiliği bütün ülkeye hitap etti. Eserleri bütün bölgelerde sevilmese de saygı duyuldu. Ertaş’ın müzik tarzı İslamiyet öncesi Türk müziğinin devam eden çok güzel ve önemli örneklerinden birisidir. Eserleri İslam, Arap ve Fars kültüründen etkilenmemiştir. Kullandığı dil tamamen Anadolu Türklerinin gündelik kullandığı dildir. Eserleri entelektüel kaygı taşımadan bozulmamış yerel sözcükler, deyişler ve otantik yaşamın doğal duygu ve olaylarından esinlenerek yazılmıştır. Yalan Dünya, Yazımı Kışa Çevirdin, Dane danebenleri var yüzünde, Hata benim günah benim, Bağa gel Bostana gel ve aynı tarzda diğerleri. Bu eserlerde kullanılan Türkçe okuma yazma bilmeyen de dahil olmak üzere bütün bölgelerde ve her eğitim düzeyinde insanlar tarafından rahatça anlaşılır sadeliktedir. Yunus Emre (1238-1328), Karacaoğlan (1606-1689) ve diğer bütün benzer Halk ozanları halkın günlük diliyle eserlerini yapmışlar ve asırlardır Türk halkıanlamış ve sevmiştir. Süslü şaşalı Saray diliyle eserler vermiş sanatçılar (Mevlana, Fuzuli) halk tarafından anlaşılmadığı için halk üzerinde etkili olamamıştır. Halk tarzı ve dilinde eserler veren çağımızın “Halk Ozanları” hep sevilmiş ve gündemde kalmıştır. Aşık Veysel, Aşık Mahsuni Şerif, Çobanoğlu, Şemsi Yastıman ve onlarca diğerleri.

Neşet Ertaş, Abdal geleneğinden gelen Arap ve Fars kültüründen daha az etkilenen Bektaşi din kültürü anlayışına mensuptur. Selçuklu Türk İmparatorluğu döneminde Farsça ve Fars kültürü hayranlığı olmuştur. Özellikle Selçuklu sarayında ve aydın kesiminde Farsça konuşulurdu. Osmanlı Türk İmparatorluğu döneminde Arapça ve Arap kültürü hayranlığı vardı ve Osmanlı sarayların da Arapça-Farsça kırması Osmanlıca konuşulurdu. Türk halkı gerek Selçuklu gerekse Osmanlı İmparatorluğu döneminde Türkçe konuşurdu.Abdallar Türk kökenlidir. Orta Asya’dan Horasan’a oradan da Anadolu’ya gelmiştir. İslamiyet öncesi Türklerde, Törenler de, Toylar da eğlence müziği ve Ordu da kahramanlık ve savaş müziği yapan Şamanlar, Baksı, Abdallar ve Kamlar vardı. Askeri müzik bütün uluslarda olduğu gibi Türklerde de vardıve çok önemliydi. Bugün çoğunluğu eski Türk dini Şaman olan Yakut Türkleri dilinde müzik yapan anlamında Abidılsözcüğü halen kullanılmaktadır. İslamiyet öncesi Tuğ adıyla bilinen müzik yapıcılara bugün Mehter denmektedir. İslamiyet öncesi kullanılan Tef müzik aleti Balık derisinden yapılan önemli bir enstrümandı. Davul, Kopuz ve çift dilli Zurna veya bugünde kullanılan düdük türlerinin varlığı bilinmekte ve bugün de hala yaşamaktadır. Neşet Ertaş’ın yaptığı müzik türü olan Bozlak ve Barak havası İslamiyet öncesi Türk müzik tarzının önemli bir örneğidir.

Dede Korkut, Derviş, Dede, Abdal ve Baba adlarıyla sufimüziği yapılırdı. Alevi-Bektaşi geleneğinden gelen sanatçılar Arap-Fars dili ve kültüründen çok az etkilenmişler ve geleneksel Türk müziğinin yaşamasını sağlamışlardır. Pir sultan Abdal ve Kaygusuz Abdal gibi isimler Abdal Türklerinin önceki nesillerinden önemli örneklerdir. Neşet Ertaş’ın yaptığı sanat tarzı basit bir müzik tarzından öte kadim bir Türk müzik geleneğinin devamıdır. Neşet Ertaş Anadolu Türklerinin özellikle de Orta Anadolu Türklerinin adeta tercümanı ve gönül elçisidir. Çok güzel kültürel temsil, heyecanlarını ve duygularını en yüksek seviyede ifade etmiştir. Neşet Ertaş’ın babası Muharrem Ertaş, Akrabası olan Hacı Taşan, Seyit Çevik ve Yeni nesil aynı kaynaktan beslenen Abdal-Alevi-Bektaşi sanat temsilcileri geçmişte Fars ve günümüzde Arapçılık baskısına karşı Türk kültür direncinin mihenk taşlarıdır.

Neşet Ertaş, kendisini “Garip” olarak tanımlardı. Kimsesi olmayan, gurbette olan, yabancı olarak tanıtmayı severdi.  Mütevazi ve kalender bir adamdı. Hayranlarına “Ayağınızın turabı (Tozu) gonullerinizin hızmatçısıyım” derdi. Bu tür söylemler sanatçılarda çok rastlanan bir durum değildir. Türküleri Bozlak türünde olduğu için hep bir dert, yoksulluk, sızı, çığlık, çile ve ayrılık gibi hüzünlü duygularla doludur. Anadolu insanı yetiştiği yoksul, ezik ve itilmiş halinden dolayı kendini açık ve istediği şekilde ifade edemez, utanır ve ar eder. Neşet Ertaş ta aynı kültürden geldiği için onların tercümanı olmuştur. İsyan ederken, ağlarken, gülerken ve sevinirken duygularını, feryadını açığa vuramaz. Seni seviyorum yerine kurban olurum sana veya beni eller gibi görme veya seni elden sakınırım kıskanırım gibi, dolaylı ifadeler kullanır. Neşet Ertaş’ın Türkülerinde hatta oyun havaların da bile hep bir hüzün vardır. Bozlakları bazen bir ağıt gibidir. Türkülerinin kaynağı bağrı yanık, yoksul, terk edilmiş, çaresiz, ezik Anadolu insanı, onların yaşantıları, onların kullandığı dil, çığlıkları, kara yağız delikanlılar, kara gözlü belikli, çiçekli fistanlı Türkmen kızları, dağlar, ovalar, yel, otlar ve ağaçlardır. Temel kaynağı Anadolu’da neyi görmüş, neyi yaşamış ve neyi işitmişse odur. Onun Türkülerinde bilinmeyen yoktur. O hep bizi anlattı ama biz onu gerektiği gibi anlamadık. O hep kendisini ikinci sınıf olarak gördü ve bunu da ifade ederdi. Kıymeti bilinmedi. O sadece bir sanatçı değildi, bir filozoftu. O Dede Korkutun, Yunus Emre’nin ve daha nice erenlerin 21. Yüzyılda ki temsilcisiydi. Türk kültürüne yaptığın istisnai katkının farkındayız değerli usta. Ruhun Şad olsun büyük insan, Türk ulusu seni hep sevecek ve minnetle anacaktır. Neşet Ertaş gönüllerinin sultanı olarak kalacaktır.
                                                                                                          Prof. Dr. Haydar Çakmak

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

TÜRK DÜNYASI ORTAK ALFABE ÇALIŞTAYI YAPILDI

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.