35,5682$% 0.39
36,6371€% 0.07
43,3858£% -0.08
3.091,98%-0,03
2.705,21%-0,37
9.954,01%0,88
3635598฿%3.50189
Günel’in ”8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ VE GÜNÜMÜZDE TÜRKİYE’DE KADINLARIN ÇALIŞMA HAYATINDAKİ YERİ” başlıklı açıklamasının tamamı şöyle:
8 Mart 1857 de Amerika’nın New York şehrinde, yüzerce tekstil emekçisi kadın uğradıkları haksızlıklara karşı grev yaptı. Bunlardan 129 kadın işçi çalıştıkları fabrikada yakılarak katledildi. Bu olay nedeniyle, her yılın 8 Mart günü Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmaz, anılır.
O günden 164 yıl sonra, ülkemizde kadınların durumu nasıldır?
Türkiye’de kadınların işsizlik oranı daima erkeklerden daha yüksek seyretmektedir. Resmi ve sürekli işlerden, temel çalışma haklarından, sosyal güvenlikten yoksun, yetersiz gelirle çalışan kadın sayısı erkeklerden her zaman daha fazladır. Son yıllarda ücret ya da yevmiye karşılığı çalışan kadınların oranı düşerken, kendi hesabına ya da ücretsiz aile işçisi olarak çalışan kadınların oranı artmıştır. Kadınlar daha çok korunmasız-güvencesiz istihdam biçimlerine yöneltilmiştir.
Son yıllarda tarımın ekonomideki payının gittikçe azalması ve kırdan kente yaşanan yoğun göç sonucunda kadınların kentlerde işgücü dışında kalması, cinsiyete dayalı geleneksel toplumsal işbölümü ve istihdam yaratamayan ekonomi politikaları kadınların işgücüne katılımı önündeki yeni engelleri oluşturmaktadır. Bunların yanı sıra hukuksal düzenlemelerdeki eksiklikler ve cinsiyet ayrımcılığı da kadınların istihdama katılımı ve istihdamda kalmaları önündeki günümüzdeki önemli engellerdendir.
Genel işsizlik sorunu ile kadın istihdamı sorunu birbiriyle yakından ilişkilidir. İşsizlik sorununu çözmeye yönelik politik kararlarla birlikte ele alınmak zorundadır. Ancak, bu konularda olumlu adımlar atılmazken, son dönemde yaşanan ekonomik krizlerle beraber artış gösteren işsizlik,
tarım üretiminde yaşanan anlamsız daralma, göçle beraber kentlerde vasıfsız işgücünün artması ve buna karşı istihdam piyasasının eğitimli işgücü talebi, kayıt dışı ekonominin artması ve beraberinde işgücünün sosyal güvencesiz ve kötü çalışma koşullarına mahkum edilmesi, kadın istihdamının düşüklüğü bir arada değerlendirildiğinde yaşanan olumsuzlukların nedenleri olarak ortaya çıkmaktadır.
Türkiye’de kadın hakları ile ilgili son 100 yıllık dönemde tarihsel süreçler nasıldı?
Cumhuriyet döneminde Türk kadınlarının sahip olması gereken hakları, Atatürk tarafından kısa bir zaman diliminde planlı bir biçimde verilmiştir.
Bunlar tarih sırasıyla şöyle özetlenebilir:
Bu büyük devrimler, sözde modern ve ileri Batı ülkelerinden önce yapıldı. Gazi Mustafa Kemal Atatürk,18 Nisan 1935 te İstanbul da toplanan aralarında ünlü fizikçi Eve Curie’ nin de bulunduğu, dünyanın dört bir yanından gelen kadınların katıldığı ”Milletlerarası İlk Kadın Kongresi” delegelerine şöyle seslenir: ”Türk kadınının,dünya kadınlığına elini vererek , dünyanın barış ve güveni için çalışacağına emin olabilirsiniz.”
Bu haklar sayesinde bugün, kadınlar özellikle öğretmenlik, sağlık, bankacılıkı, hukuk gibi pek çok meslek alanında yoğun olarak çalışabilmektedir. Bu alanlarda çalışırken de, erkek meslektaşlardan farklı ücret ve şartlara da tabi olmamaktadır.
Ancak, yazının başından anlaşılacağı gibi aradan geçen 90 yılı aşkın sürede Atatürk’ün başlattığı atılımlar maalesef istendiği ve beklendiği gibi gelişmemiştir.
Biz Türk kadınları olarak, 1920 li yıllarda Atatürk tarafından sağlanmış olan haklarımıza sahip çıkmalıyız. Ülke istihdamında hedefimiz kadın ve erkeklerin eşit oranlarda çalışmalarının sağlanması olmalıdır. Bunun için kadınlarımızın siyasette etkin olmalarının gereğinin altını çiziyorum.
Ne mutlu Atatürk gibi bir dehayı yetiştiren Türk kadınlarına.
Ne mutlu Atatürk’ün sağladığı haklarla meslek sahibi olabilmiş Türk kadınlarına, Ne mutlu Türk’üm diyene.
Nesrin Günel
DOĞRU PARTİ Kadın ve Aile Politikaları Genel Başkan Yardımcısı
Diş Hekimi
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.