DOLAR

35,5682$% 0.39

EURO

36,6371% 0.07

STERLİN

43,3858£% -0.08

GRAM ALTIN

3.091,98%-0,03

ONS

2.705,21%-0,37

BİST100

9.954,01%0,88

BİTCOİN

3635598฿%3.50189

a

Nesrin Günel’den 8 Mart Mesajı

Nesrin Günel’den 8 Mart Mesajı
2

BEĞENDİM

Doğru Parti Kadın ve Aileden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Nesrin Günel, 8 Mart Dünya Kadınlar Gününe ilişkin bir açıklama paylaştı.

Günel’in ”8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ VE GÜNÜMÜZDE TÜRKİYE’DE KADINLARIN ÇALIŞMA HAYATINDAKİ YERİ” başlıklı açıklamasının tamamı şöyle:

8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ VE GÜNÜMÜZDE TÜRKİYE’DE KADINLARIN ÇALIŞMA HAYATINDAKİ YERİ 

8 Mart 1857 de Amerika’nın New York şehrinde, yüzerce tekstil emekçisi kadın uğradıkları  haksızlıklara karşı grev yaptı. Bunlardan 129 kadın işçi çalıştıkları fabrikada yakılarak katledildi. Bu olay nedeniyle, her yılın 8 Mart günü Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmaz,  anılır. 

O günden 164 yıl sonra, ülkemizde kadınların durumu nasıldır? 

  • Türkiye’de kadınların istihdam oranları son derece düşüktür. Avrupa Birliği’nde  çalışan kadın oranı % 60 ın üzerindeyken, Türkiye’de bu oran % 25 civarındadır. Son  yıllarda bu oran daha da düşmektedir. 
  • Eğitim, ekonomik faaliyet, siyasal katılım, sağlık alanları dikkate alındığında Türkiye,  kadına yönelik ayrımcılık konusunda dünya ülkeleri arasında ilk sıralardadır. Dünya Ekonomik Forumu’nun ”ekonomik katılım ve fırsatlar, eğitime erişim, siyasal  güçlenme, sağlık ve hayatta kalabilme” gibi dört temel kriteri esas alarak hazırladığı  Küresel Toplumsal Cinsiyet Uçurumu Raporu’na göre, Türkiye 134 ülke arasında son  sıralardadır. 
  • Türkiye, ”ekonomik katılım ve fırsatlar” kategorisinde 134 ülke arasında son  sıralardadır. 
  • Social Watch örgütünün ”eğitim, ekonomik faaliyet ve güçlenme” kriterlerini dikkate  alarak yayımladığı ”Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Endeksi”ne göre de Türkiye son  sıralardadır. 

Türkiye’de kadınların işsizlik oranı daima erkeklerden daha yüksek seyretmektedir. Resmi ve  sürekli işlerden, temel çalışma haklarından, sosyal güvenlikten yoksun, yetersiz gelirle  çalışan kadın sayısı erkeklerden her zaman daha fazladır. Son yıllarda ücret ya da yevmiye  karşılığı çalışan kadınların oranı düşerken, kendi hesabına ya da ücretsiz aile işçisi olarak  çalışan kadınların oranı artmıştır. Kadınlar daha çok korunmasız-güvencesiz istihdam  biçimlerine yöneltilmiştir. 

Son yıllarda tarımın ekonomideki payının gittikçe azalması ve kırdan kente yaşanan yoğun  göç sonucunda kadınların kentlerde işgücü dışında kalması, cinsiyete dayalı geleneksel  toplumsal işbölümü ve istihdam yaratamayan ekonomi politikaları kadınların işgücüne  katılımı önündeki yeni engelleri oluşturmaktadır. Bunların yanı sıra hukuksal  düzenlemelerdeki eksiklikler ve cinsiyet ayrımcılığı da kadınların istihdama katılımı ve  istihdamda kalmaları önündeki günümüzdeki önemli engellerdendir. 

Genel işsizlik sorunu ile kadın istihdamı sorunu birbiriyle yakından ilişkilidir. İşsizlik sorununu  çözmeye yönelik politik kararlarla birlikte ele alınmak zorundadır. Ancak, bu konularda olumlu  adımlar atılmazken, son dönemde yaşanan ekonomik krizlerle beraber artış gösteren işsizlik,  

tarım üretiminde yaşanan anlamsız daralma, göçle beraber kentlerde vasıfsız işgücünün  artması ve buna karşı istihdam piyasasının eğitimli işgücü talebi, kayıt dışı ekonominin  artması ve beraberinde işgücünün sosyal güvencesiz ve kötü çalışma koşullarına mahkum  edilmesi, kadın istihdamının düşüklüğü bir arada değerlendirildiğinde yaşanan  olumsuzlukların nedenleri olarak ortaya çıkmaktadır. 

Türkiye’de kadın hakları ile ilgili son 100 yıllık dönemde tarihsel süreçler nasıldı?

Cumhuriyet döneminde Türk kadınlarının sahip olması gereken hakları, Atatürk tarafından  kısa bir zaman diliminde planlı bir biçimde verilmiştir.  

Bunlar tarih sırasıyla şöyle özetlenebilir: 

  • 3 Mart 1924 te, Tevhid-i Tedrisat (Eğitimde Birlik) Kanunu ile kız öğrenciler, erkek öğrencilerle eşit hale getirildi. 
  • 17 Şubat 1926 da, Türk Medeni Kanunu ile kadın bireyler, erkek bireylerle eşit hale  getirildi. 
  • 3 Nisan 1930 da, Türk kadınlarına belediye seçimlerine katılma hakkı verildi. 26 Ekim 1933 te, Türk kadınlarına muhtar ve köy ihtiyar heyetlerini seçme ve seçilme  hakkı verildi. 
  • 5 Aralık 1934 te, Türk kadınlarına milletvekili seçme ve seçilme hakkı verildi. 8 Haziran 1936 da, kabul edilen İş Kanunu ile Türk kadınlarının çalışma hayatındaki  hakları düzenlendi. 

Bu büyük devrimler, sözde modern ve ileri Batı ülkelerinden önce yapıldı. Gazi Mustafa Kemal Atatürk,18 Nisan 1935 te İstanbul da toplanan aralarında ünlü fizikçi  Eve Curie’ nin de bulunduğu, dünyanın dört bir yanından gelen kadınların katıldığı  ”Milletlerarası İlk Kadın Kongresi” delegelerine şöyle seslenir: ”Türk kadınının,dünya  kadınlığına elini vererek , dünyanın barış ve güveni için çalışacağına emin olabilirsiniz.” 

Bu haklar sayesinde bugün, kadınlar özellikle öğretmenlik, sağlık, bankacılıkı, hukuk gibi pek  çok meslek alanında yoğun olarak çalışabilmektedir. Bu alanlarda çalışırken de, erkek  meslektaşlardan farklı ücret ve şartlara da tabi olmamaktadır. 

Ancak, yazının başından anlaşılacağı gibi aradan geçen 90 yılı aşkın sürede Atatürk’ün  başlattığı atılımlar maalesef istendiği ve beklendiği gibi gelişmemiştir. 

Biz Türk kadınları olarak, 1920 li yıllarda Atatürk tarafından sağlanmış olan haklarımıza sahip  çıkmalıyız. Ülke istihdamında hedefimiz kadın ve erkeklerin eşit oranlarda çalışmalarının  sağlanması olmalıdır. Bunun için kadınlarımızın siyasette etkin olmalarının gereğinin altını  çiziyorum. 

Ne mutlu Atatürk gibi bir dehayı yetiştiren Türk kadınlarına. 

Ne mutlu Atatürk’ün sağladığı haklarla meslek sahibi olabilmiş Türk kadınlarına, Ne mutlu Türk’üm diyene. 

Nesrin Günel 

 

DOĞRU PARTİ Kadın ve Aile Politikaları Genel Başkan Yardımcısı 

Diş Hekimi

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.