Medeniyetin Beşiği Osmanlı

0

BEĞENDİM

0

Osmanlı İmparatorluğu dünyanın en büyük devletlerinden biriydi. 6 asır boyunca dünya üzerinde egemenliğini hissettiren Osmanlı İmparatorluğu sadece cihan devleti olmasıyla değil aynı zamanda medeniyetiyle de tanınmaktadır. Devlet-i Aliyye-i Osman, insanlık tarihinin görüp görebileceği en medeni devletlerden biriydi. Osmanlı İmparatorluğu yüzyıllar boyunca 72 farklı millete ev sahipliği yapmıştı. Buna rağmen uygulanan politikalar sayesinde farklı dinden ve farklı milletten insanlar bir arada huzur içerisinde yaşayabilmiştir. Osmanlı İmparatorluğunda kimse kimsenin işine karışmaz, herkes kendi dinine ve milliyetine göre bir yaşam sürerdi. Devletin sahibi olan Müslüman halk kendisini azınlık konumunda olan Hristiyanlardan ve Yahudilerden üstün görmez, bu sayede barış ortamı tesis edilirdi. Osmanlı’da Müslümanlar, Hristiyanlar ve Yahudiler farklı mahallelerde yaşardı. Bu sayede herkesin kimseden baskı görmeden kendi dinine göre yaşayabilmesi sağlanırdı. Sadece şehir merkezlerinde farklı dinlerden insanlar bir arada bulunur ve ticaretlerine devam ederlerdi. Şehir merkezlerinde de uygulanan hoşgörü ve barış politikaları sayesinde huzur bozulmazdı. Osmanlı İmparatorluğunda Yahudilerin, Hristiyanların ve diğer dinlere mensup bireylerin kendi mahkemelerinde yargılanmalarına izin verilirdi. Bunun dışında bu dinlere mensup bireyler kendi okullarında eğitim görebilirler ve rahatlıkla dinlerini yaşayabilirlerdi. Ayrıca Osmanlı döneminde din bir baskı aracı olarak kullanılmazdı. Namaz kılmayan ve oruç tutmayan Müslümanlar ayıplanmaz ve bu kişilere herhangi bir ceza verilmezdi. O yıllarda herkesin kendi dinini en iyi şekilde öğrenmesi hedeflenir ve bu doğrultuda her yerde cami, kilise ve manastır gibi yerlerin açılmasına izin verilirdi. Osmanlı’da zina işlediği için cezalandırılan insanların sayısı iki elin parmaklarını geçmemektedir. Çünkü Osmanlı ceza hukuku öyle bir yapıdaydı ki Padişah dahi olsanız yeterli şahidiniz ve deliliniz olmadan kimseyi cezalandırmanız mümkün değildi. Bunun dışında tarihi dizilerde sıkça kullanılan ‘vurun kellesini’ sözünü kimse yeterli delili ve şahidi olmadan söyleyemezdi. Zira Fatih Sultan Mehmet haksız yere cezalandırdığı bir Mimar tarafından Kadı’ya şikayet edilmiş ve Fatih’in de aynı cezayı almasına karar verilmişti. O yıllarda Avrupa’da bir askeri bile mahkemeye çıkarmak mümkün değilken Osmanlı’da Padişah mahkeme tarafından cezalandırılmaktaydı. Osmanlı’nın yüzyıllar boyunca nasıl dünya egemenliğini elinde bulundurduğunu anlamak bu sayede daha kolay bir hale gelmektedir.