38,8260$% -0.04
44,0258€% 0.35
52,1681£% 0.2
4.131,07%0,55
3.305,01%0,47
9.484,92%-0,31
4138840฿%1.45365
Üzülerek görmekteyiz ki siyasal İslam, “VEHHABİLİĞE DAYANAN PÜRİTENİST KARAKTERİNİ NEOSUFİST ve CEMAAT” yapılanmalarıyle “ESKİ TARİKAT SİSTEMLERİNİN İSİMLERİ ALTINDA” icra etmeye devam etmektedir. Bir yandan, geçmiş tarikatlere ve eski devlet ricaline ait MAZBUT vakıfların mal varlıklarını, onları kendi siyasal-dinsel çizgilerinde sonradan ihdas ettirdikleri MÜLHAK VAKIFLAR bünyesinde toplamak suretiyle tekelleştirerek zenginleşmeye devam etmektedirler.
Ayrıca, falanca tarikat kurucusunun soyundan vb olduğu iddiasıyla kimi anlamsız ve çağdışı ünvanlar takınarak kendilerini imtiyaz sahibi gören, menfaat bekledikleri kimi kişilere “post verme” hakkını kendisinde bulan echel-i cühelâ da “VEHHABİLİĞE BİLEREK HİZMET ETMEKTE”, konformist tavırları ile Kadızadeleri aratmamakta Türk kültürüne ihanet etmektedirler.
Maalesef, bir taraftan da Vehhabilik çizgisindeki ESKİ TARİKAT ADLARINI KULLANAN/KULLANMAYAN NEOSUFİST CEMAAT liderlerinin yurtdışı destekli uzantıları, otantik tarikat taçları ve hırkalarını giyerek yazılı ve görsel basında, kırıtmakta ve göz süzmeye devam etmekte sosyal medyada bu alem tiyatrosunda komedi yapmakta, insanlara irfanlı olmak adı altında İMANSIZ İTİKAD telkin etmekte, adeta film yıldızlarını aratmayacak bir riyâkarlıkta hareket etmektedirler.
Bu yüzden, 13 Aralık 1925 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Tekaya ve Zevaya Kanunu iyi idrak edilmek zorundadır. Zira Laik Türkiye Cumhuriyeti’nin teminatı olan bu kanun ile aynı zamanda “Türk Ulusu’nun irfanı” garanti altına alınmak istenmiştir. Fikri hür olmayan bir toplumun, vicdanı ve irfanı hür olamayacaktır.
Bu yasanın hala toplum ve muhalefet de dahil tüm siyasetçiler tarafından (ideolojik saplantılı siyasa mensuplarından zaten böyle bir şey beklenmez) doğru dürüst idrâk edilmiş olduğunu düşünmek yersizdir. Yasaya muhalefet edenlerin de icraatları son elli yıldır ortada olup artık acı meyvelerini vermeye çoktan başlamıştır. Yasayı savunan kendilerini Cumhuriyetin yılmaz bekçisi gören kimi kesimler de zerre kadar etimolojik ve tarihi bilgiye vakıf olmayıp sadece kürsü muhalefeti ile iktifa etmektedirler.
Maalesef tutulan yanlış yoldan dönülmezse, olaylar ve kavramlar bilimsel anlamda değerlendirilmez gözetilen kısır siyasal hedefler bir tarafa bırakılmazsa yıllardır yaşanan bir çok ızdırab verici olaya yenileri eklenmeye devam edecektir. Bütün bu cinsel istismar, psikolojik yaralanmalara neden olan cemaat baskısı ve intihar olayları toplumun düştüğü kısır döngüyü isbat etmekte kamu vicdanını da yaralamaktadır.
Saygılarımla
Dr.Mahmut Can YAĞMURDUR
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.