CEZMİ ORKUN YAZDI: İNADINA MI İNANDIĞINA MI?

BEĞENDİM

Değerli vatandaşlar; Bugüne kadar bazen inandığınız için bazen de inanmadığınızhalde inadına desteklediğiniz AKP ve MHP günümüzde el ele, kol kola girerek ülkemizi ne hale getirdiklerini görüyorsunuz. Yapılan iyi şeyler varsa sevabının ortağı olduğunuz gibi günümüz Türkiyesinin içine düştüğü bu iç ve dış açmazların da günahına ortak olduğunu unutmamalısınız. Bunu sizlerisuçlamak için söylemiyorum sadece yapılanlar karşısında milletiyle inatlaşan bir anlayışın hakimiyetine son vermeniz gerektiğini belirtmek istiyorum.

Dün söylediğinin bir başka gün tam tersini söyleyen,uygulamalarıyla milletimiz menfaatlerini değil yandaş/paydaş’ların menfaatini gözeten bu anlayışa inadına inadına inanmanız halinde ülkemizin geleceğinin hiçde iç açıcı olmayacağını görmemiz gerekmektedir.

Bakın son zamanlarda sayın AKP Genel Başkanı; İnadına İstanbul Kanal Projesini yapacağım demiştir. Ben Deniz Ulaştırma eski Genel Müdürü olarak bu projenin gerekliliğini ve önceliğini gerektiren bir gerekçe göremiyorum. Olası gerekçeleri birlikte irdeleyelim;

• Eğer boğazlarda ki trafiği azaltmak gerekçe olarak ileri sürülüyorsa bu tamamen geçersizdir. Çünkü son yılların gemi trafiğine bakılacak olursa; Gemi tonajlarının artması nedeniyle boğazlarımızda ki trafik sayısı her geçen yıl azalmıştır azalmaya da devam edecektir.

• Eğer boğazların güvenliğinin sağlanması gerekçe olarak ileri sürülüyorsa bu da tamamen yanıltıcı ve gerçekle ilgisi olmayan bir husustur. Çünkü; boğazlardaki olası güvenlik problemleri İstanbul kanalında olmayacak mı? Elbette olacak.

Ülkemiz menfaatlerini içeren bir başka teknik veya idari gerekçe göremiyorum. Ancak; Amaç ABD’nin karadeniz’de askeri güç oluşturulması ise buda öyle kolay bir iş değil. Bu proje için inadınızın devamı halinde ileride telafisi mümkün olmayan problemlerle ülkemizi bir başka açmazın içine atarsınız.

Değerli vatandaşlar, 20 yıldır ülkemizi yönetmesi için desteğinizi esirgemediğiniz AKP İktidarı ve yöneticilerinin,inadına yapacağım ısrarının tek gerekçesi kalıyor oda, PAYDAŞ/YANDAŞ’ lar için Yeni bir rant kaynağı yaratmaktır. Çok daha öncelikli problemlerimiz ortada dururken bu projeye öncelik tanınmasının bir başka anlamı olamaz değil mi?

Bakınız pandemi dönemi bahane edilerek tüm Yandaş şirketlere mali yardım yapmayı unutmayan bu iktidar, bu yardımların ödemesini de tüm vatandaşlarımızın elektrik ve doğalgaz faturalarına yansıtmakta ve bizler üzerinden yandaşlarını beslemektedir.

Ancak; Esnaflarımızı, Çiftçilerimizi, Emeklilerimizi, EYT’livatandaşlarımızı, KYK borçları nedeniyle icra daireleriyle boğuşan öğrencilerimizi, hayalleri bile yok edilen işsiz gençlerimizi, mutfağında tenceresi kaynamayan kadınlarımızı, bayram sevincini bile yaşayamayan çocuklarımızı, depremzedelerimizi, aşı olmayı bekleyen milyonlarca vatandaşımızı hiç ama hiç görmeyen, çare olamayan AKP İktidarı ile karşı karşıyayız.

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak böyle bir siyasi irade ile Türkiye yönetilemez diyorum. Milletimiz böyle bir siyasi iradeyi sırtından atmalıdır. Türkiye böyle bir iktidarla muassır medeniyetler düzeyine değil ortaçağ karanlığına sürüklenmektedir.

Sonuç olarak; Bilim ve teknolojinin hakim olduğu dünyamızda;

• İnadına Kanal İstanbul projesini yapacağım denilebilir mi?

• Bir ülke kaynakları İnadına harcanabilir mi?

• İnadına aziz milletimizin geleceği ipotek altına alınabilir mi?

• İnadına Dış güçlerin hedeflerine ulaşmasına payanda olunabilir mi?

Oysa AKP Yöneticileri inadına değil inandığımız bilimsel çalışmalara inansaydılar ileri sürülen tüm gerekçelerin alternatiflerinin olduğunu göreceklerdir.

DOĞRU PARTİ Olarak; Çok çok daha düşük bir maliyetle boğazlarımızın güvenliğini sağlayacak bir MEGA proje hazırlamış bulunmaktayız. Bu projenin uygulamaya alınmasıyla, boğazlarda Mondros Mütarekesinde elde edilen haklarımız da aynen korunmuş olacaktır. İnadına değil,İnandığımız tüm alternatif Projelerimizi milletimizin feraseti sayesinde hayata geçireceğimizi belirtmek isterim.