DOLAR

32,5219$% 0.09

EURO

34,9875% -0.1

STERLİN

40,8408£% -0.13

GRAM ALTIN

2.439,75%0,18

ONS

2.331,74%0,02

BİST100

9.716,77%-0,05

BİTCOİN

2113963฿%1.0348

a
Başka dünyamız yok!
0

BEĞENDİM

Doğadan kopamadığımızı, korona süreci bize ne kadar kanıtladı? Gelişen teknolojinin daralttığı alan olan doğa ve onun üzerinde yapılan seçimler insanların lehine mi? Bilmeliyiz ki insanın fizyolojisi ve psikolojisi her zaman doğayla uyumlu bir yapıya sahiptir. İnsan elinin değdiği çoğu şey gibi doğa da ellerimizden kayıp gidiyor maalesef. Kişisel çıkarların geçerliliğini koruduğu dünyamızda katlettiğimiz her şey zamanı gelince yine bizim kurduğumuz ekonomik mekanizma içerisinde en değerli unsurlar olacaktır. Ama bu değerini bilemediğimiz doğa, bizi yok olmasıyla cezalandıracak savaş açmayacak onlara yaptıklarımız gibi karşılık vermeyecek yalnızca gidecek…

Devletler savaşırlar, işgaller olur, insanlar ölür ama eninde sonunda sular durgunlaşır. Peki doğayla olan savaşımızda ateşkesi kim ilan edecek artık! Bu kadar hayvan, bitki ve canlı organizmanın ölümüne sebep olduğumuzu bildiğimiz halde sırf dilimizi konuşamıyorlar diye mi ateşkes yapmayışımız? Zarar verdiğimiz her bir doğal unsurun bizim türümüzden olması mı gerekiyor onlarla empati yapmamız için, onların acılarını anlamamız için?

Her zaman olmaktan memnun olduğumuz güzelliklerin yok olmasını izliyoruz. En az yok edenler kadar yok edene tepkisiz kalanların da suçlu olduğu aklımızdan çıkmamalı. Turizm adı altında açılan lüks oteller birilerinin cebini doldururken bütün ekolojik dengeyi altüst ediyor. (Daha binlerce farklı örnek verilebileceği gibi.) Gelecek nesle, cepleri dolduran sistemin o kırık dişli çarkları değil, emanet edeceğimiz başka yeşillerin de varlığı asıl mirasımız. Denizlerin, atmosferin, ormanların ve diğer canlı türlerinin uyumunu darmadağın eden devamında bizim de hayatımızı karartacak olan kazanma yarışlarına ne zaman son verip gerçek zenginliklerin farkına varacağız? Başladığımız noktanın gelebileceğimiz en ileri nokta olduğunu er geç anlayacağız.

Şehirlere tıkıştırılıp kutu gibi dairelere sığdırıldıktan sonra, lüksün bu saçma sapan ıvır-zıvırlar değil doğallığın ta kendisi olduğunu anlıyoruz. Toprağa dokunmanın hazzını yaşayınca, gürül gürül oksijende derin nefes alabilmenin lezzetini tadınca, ağaçların dalları ve yapraklarının rüzgârda birbirine çarpıp söylediği ezgiler çok tanıdık gelince anlıyoruz her birinin bizim dilimizden konuştuğunu. Doğa gerçek evimiz, bizi teknoloji değil doğa koruyacak! Devletlerarası mesele olarak görülecek su kıtlığı da mahvettiğimiz ozon tabakasının yol açtığı sıcaklık artışı ve kuraklık da hiç öyle uzak değil. Kuzey ve güney kutuplarında yaşayan birçok canlı türü kuraklık yüzünden çoktan yok oldu ve bazı canlı türleri büyük oranda azaldı. Dünya sadece insanlara değil sistemin parçası olan canlı cansız herkese ait.

Hayatı fark ederek tanırız, fark ettikten sonra rahatsız oluruz devamında cesaret girer devreye ve örgütlenmeye başlarız bundan sonra cılız seslenişler birleşerek haykırışa dönüşecektir, o haykırışlarda eğer haklılık, doğruluk varsa er geç yerini bulacaktır. Geç olmadan renkleri, ahenkleri ve burcu burcu kokuları bizi terk etmeden doğaya sarılıp onunla barışalım. İnanın kaybedeceklerimizin yanında şimdiye kadar kaybettiklerimizin esamesi okunmayacaktır.

Abdullah Emiroğlu

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.