36,2274$% 0.36
38,0451€% 0.4
45,6787£% 0.53
3.369,04%-0,86
2.889,67%-1,30
9.877,59%-0,37
3503827฿%1.59476
17 Mayıs 2023 Çarşamba
CHP NEDEN YUMUŞADI…
OSMANLI TOPRAKLARINDA DEMİRYOLU REKABETİ VE ÇOK TARTIŞILAN AMERİKAN CHESTER PROJESİ
NEW-YORK’TAN SOÇİ’YE SAVRULURKEN…
O sadece bir sanatçı değildi, bir filozoftu : Neşet Ertaş
ULUSAL PARANIN DEĞERİ
19.yüzyılda Rus Devleti, toprakları içerisinde Rus olmayan toplulukları Ruslaştırmak ve Hristiyanlaştırmak için asimilasyon politikası uygulanmıştır. Kısacası Rusya egemenliği altında yaşayan halkların Ruslaştırılması için çalışmalar bu dönemde gerçekleştirilmiştir.
Bu politikaların oluşması ve uygulanması aşamasında Kazan Üniversitesi’nde Türk Lehçeleri ve İlahiyat üzerinde çalışan Nikolayİvanoviç İlminskiy önemli rol oynamıştır. İlminskiy, Müslüman-Türk toplulukların Hristiyanlaşması ve Ruslaştırılması konusunda eğitimi bir araç olarak görmüştür. Ayrıca Rusların, Türklerin yoğun bulunduğu yerlerde azınlık duruma düşmesini önlemek için zorunlu göç politikasına başvurmuşlardır. Özellikle Kırım Tatarlarını, Sibirya ve Orta Asya topraklarına sürgün etmişlerdir. Sürgün, insani şartlar dışında gerçekleşmiş, birçok insan tren vagonlarında havasızlık ve açlık gibi sebeplerin neticesinde hayatlarını kaybetmişlerdir. Kırım Tatarları, II. Dünya Savaşı’nda Rus tarafında savaşmalarına rağmen sürgün edilmişlerdir. 86.000 soydaşımız sürgüne yollanmış, takribi 17.000 soydaşımız hayatını kaybetmiştir. Maalesef Türk-Müslüman halka yapılan bu zulümler tarih seyri içerisinde acı izler bırakmıştır.Bu politikaların devamı neticesinde,Kazakistan coğrafyasında Rusların nüfus yoğunluğunu artırarak azınlıktan hâkim unsura yükselmiştir. Bu uygulamaları Ruslar azınlık olarak buldukları bölgelerde yürürlüğe girmesi sağlanmıştır.
Türkistan coğrafyasında Türk toplulukları üzerlerinde uygulanan politikalardan biriside böl-yönet anlayışı olmuştur. Bütün Türk toplulukları için farklı diller oluşturarak kendi aralarında birlik olma tehdidini ortadan kaldırılması amaçlanmıştır. Ayrıca yerel milliyetçilik akımlarını ortaya çıkarmak da hedefleri arasında yer almıştır. Türk topluluklarının iletişimlerini ve sorunlarını Rusça ile çözümlemelerini sağlayacak bir sistem oluşturulmaya çalışılmıştır. Asıl gaye Türkistan coğrafyasındaki Türk birliğinin uyanmasını ve oluşmasını engellemek olmuştur. Türk-Müslüman nüfusunun yoğun bulunduğu bölgelerde yeni sınırlar çizilmiş ve siyasi sınırlar düzenlenmiştir. Bu yeni oluşturulan sınırlarla Türk-Müslüman topluluklarının azınlık durumuna düşmesi amaçlanmıştır. Bu politikaların uygulanmasındaki amaç Türk topluluklarının kültür, dil, din ve milliyet bakımından etkileşimlerini engellemek ve farklı yanlarını oluşturarak birleşmelerinin önünü kesmek olmuştur. Resmi evraklarda da tek vücut olan Türk topluluklarını parçalama yöntemi ile verileri işlemişlerdir.
Türk-Müslüman halklarının Ruslaştırılması için uygulanan politikalarından birisi de Kiril harfleriyle oluşturulmuş yeni bir alfabe getirilmesi olmuştur. Bu uygulamada amaç farklı alfabeler oluşturularak Türk topluluklarını kültürel ve milli yönlerden ayrıştırmak amaçlanmıştır. Kazakistan’daki alfabe ile Türkmenistan’daki alfabe arasında farkların bulunması, bu durum için örneklerden biri olmuştur. Misyoner İlminskiy’in Ruslaştırma çalışmalarından, kullanılan eğitim sisteminin ve alfabenin değiştirilmesi politikaları önemli etmen olmuştur. Bu uygulamalar Türk topluluklarının Ruslaştırılması faaliyetlerinde kolaylık sağlamıştır. Sadece alfabe üzerinde değişiklikler yapılmamış, imla kurallarının da Rusça için uygun yapıya dönüştürülmesi sağlanmıştır. Ayrıca Türk dillerinin birbirlerinden etkilenmesi engellenerek Rusça ile kaynaştırılmaları hızlandırılmıştır. Bir milletin kültürünü ve bağımsızlığını koruma bağlamında dil oldukça önemli bir yere sahip olmuştur. 1941 yılında SSCB Halkları Dil ve Yazı Enstitüsü, Türk toplulukları için 50 adet ayrı alfabe oluşturmuştur. Ne hikmetse Türk toplulukları dışındaki topluluklar için bu duruma başvurulma ihtiyacı duyulmamıştır. Bu politikanın etkisiyle oluşturulan yeni dillerin yanında Rus dilinin de devletler tarafından resmi dil olarak kullanıldığı görülmüştür. Bu çalışmalar aşama aşama gerçekleşmiştir. Önce Arap harfleri yerine Latin alfabesi kullanılmış, son olarak da Kiril alfabesi kullanılması sağlanmıştır. Oluşturulan yeni alfabelerle Türk topluluklarının kültürlerini, tarihi geçmişlerini yabancılaştırarak Türk devletlerini birbirlerine düşman etmeyi amaçlamışlardır. Eğitim sistemlerinde Rus dilinin mevcut kılınmasıyla Ruslaştırma politikalarının daha hızlı gerçeklemesi amaçlanmıştır. Türkistan topraklarında dil alanında yapılan bu çalışmalar Türk topluluklarının Osmanlı Devleti ile bütün bağlantılarını koparmasının sağlanması gerekçesiyle yapılmıştır. Yeni eğitim sisteminde Ruslara karşı saygı ve sevgi anlayışını uyandırmak amacıyla tarih ve din derslerinin verildiği görülmüştür. Her boyun kendine has konuşma diline uygun olarak eserler yazılmış ve yazılan eserler eğitim alanında da kullanılmıştır. Alfabe değişikliği ile birlikte daha önceden birbirleri ile iyi anlaşan Türk boyları bu özelliğini kaybetmeye başlamıştır. Türk halkları, adeta ayrı ayrı milletler durumuna bürünmüşlerdir. Ayrıca Ruslar toprakları içerisinde yaşayan Türk topluluklarının tarihsel birlikteliği olmadığını ve toplulukların birbirlerinden farklı olduğu fikirlerini aşılamaya çalışmıştır.
Bu dönemde Rusya devlet yapısında Marksizm anlayışı etkili bir şekilde görülmüştür. Ayrıca bölgede Hristiyanlık dışında Ateizm de asimilasyon politikaları içerisinde yer almıştır. Türk-Müslüman halklarının yaşadıkları bölgelerde dini kurumların kapatılmasından dini eğitimlerin yasaklanmasına kadar uygulamalar izlenmiştir. Toplulukların dini duygularını yok etmek gayesiyle din karşıtı toplantılar tertip edilmiş ve dini bayramlar üzerinde değişikliklere gidilmiştir. Bölgedeki soydaşlarımız üzerinde uygulanan insanlık dışı uygulamalar Türk tarihinde oldukça elzem bir yerde edinmiştir. Türk-Müslüman topluluklarının Hristiyanlaştırılması hatta ateist bir yapıya ulaştırılmaları amaçlanmıştır. Dini kurumlar kapatılmış, camiler yakılıp yıkılmış, kullanılamaz bir hale getirilmiştir. Kalan camilere ise az sayıdaki yaşlıların kullanmasına izin vermişlerdir. Özellikle Türk-İslam sentezinin yansımaları olan Semerkant, Derbent, Buhara, Kokant, Kaşgar, Buhara gibi şehirlerdeki İslami eserlerin bulunduğu kütüphaneler talan edilmiştir. Türk-Müslüman halk yoğun baskılara maruz kalmıştır. Dini baskılar gerek Çarlık Rusya gerekse Sovyet Rusya döneminde devam etmiştir.
Ruslar tarafından uygulanan bu politikalar neticesinde birçok yeni millet ve etnik unsur ortaya çıkması hedeflenmiştir. Dilleri ve alfabeleri değiştirildikten sonra bir sonraki aşama kültürel ve tarihi asimilasyon faaliyetleri olmuştur. Bu politika neticesinde edebiyattan tarihe, yer isimlerinden kişi isimlerine kadar birçok değişiklikler yapılmıştır. Bu yöntemlerle soydaşlarımızın Ruslaştırılması en önemli amaçlardan biri olmuştur. Özellikle Türk halklarının tarihi yazımı konusunda yapılan değişikliklerle milli kimliklerini kaybetmesi hedeflenmiştir. Ayrıca bu yeni tarih yazımından Türk birliğinin gerçekleşmesinin engellenmesine yönelik bilgiler verilmiş, insanların milli bilinçlerinin uyandırılmasının önüne geçilmiştir. Türk milletlerini tek bir anlayışta, yani Rusluk çatısı altında birleştirilmesi amaçlanmıştır.
Görüldüğü üzere Rusların asimilasyon politikaları, dil ve din ayırt etmeksizin birçok alanda uygulanmış ve günümüzdeki Türkistan coğrafyasının içinde bulunduğu durumun oluşmasında etkili olmuştur. Türk soydaşlarımız yıllar boyunca kültürel, dilsel, milli, dini ve benzeri alanlarda baskı altında kalmışlardır.
AÇA, M. (Aralık-2013). Misyoner-Şarkiyatçı Nikolay İvanoviç İlminskiy’in Çarlık Rusyası’nın Hıristiyanlaştırma ve Ruslaştırma Politikalarındaki Yeri. Yeni Türkiye-Türkçe Özel Sayısı , 1464-1477.
GÜZELOĞLU, H. (tarih yok). Bitmeyen Hasret – Ahıska. Belgü .
Kütay ÜSTÜN, M. K. (2019). İlminskiy’nin Eğitim Sistemi Üzerinde Rus Milliyetçiliğinin Kısa Bir Okuması. Karadeniz Uluslararası Bilimsel Dergi , 177-187.
Öncevatan. (2006, 04 02). 04 29, 2020 tarihinde https://www.oncevatan.com.tr/ruslarin-turkistanda-uyguladiklari-ruslastirma-politikasi-makale,20136.html adresinden alındı
TOMBAK, F. (2011-C.3-s.2). 20. Yüzyıl Sovyet Rusya’sında Din, İslamiyet ve Nüfus Üzerine. History Studies , 359-370.
YÜCE, M. (2008, 12 26). Guneyturkistan. 04 29, 2020 tarihinde https://guneyturkistan.wordpress.com/2008/12/26/ruslarin-turkistanda-uyguladiklari-ruslastirma-politikasi/ adresinden alındı
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.