34,2299$% -0.07
37,3284€% -0.23
44,8341£% 0.09
2.930,45%0,46
2.665,75%0,64
8.860,30%1,85
2286205฿%1.10118
08 Ağustos 2021 Pazar
CHP NEDEN YUMUŞADI…
OSMANLI TOPRAKLARINDA DEMİRYOLU REKABETİ VE ÇOK TARTIŞILAN AMERİKAN CHESTER PROJESİ
NEW-YORK’TAN SOÇİ’YE SAVRULURKEN…
O sadece bir sanatçı değildi, bir filozoftu : Neşet Ertaş
ULUSAL PARANIN DEĞERİ
Ülkemizdeki orman yangınları devam ederken Türk Hava Kurumu’nun içinde bulunduğu durumun acizliği aslında siyasi iktidarın ülkemizi düşürdüğü genel durumun özetidir. İktidar 20 yıldır olduğu gibi yine içeride ve dışarıda kendi destekçilerine oldukça cömert davranırken, kendi halkına karşı cimri olmaya hiç durmadan devam ediyor. Somali’ye 30 milyon dolar hibe ederken, Türk Hava Kurumu’na Türkiye gibi bir devlet için çok komik bir rakam olan 4 milyon doları veremiyor ya da vermiyor. Son zamanlarda ülkemizde yaşanan her felakette olduğu gibi iktidar kurumlarını yine halktan yardım istemek zorunda bırakıyor.
****
Biraz önce de değindiğim gibi dışarıdan gelenlere oldukça cömert davranan bir iktidarımız var. Öyle ki hiç durmadan gelen bir göçmen akını var. Komşu ülkemiz Suriye’den gelen insanları bir nebze anlayabiliyoruz ancak aramızda başka ülkelerin bulunduğu Afganistan’ dan gelen bu göçmen akımını anlamakta güçlük çekiyorum. İran ülke yapısını bozmasın diye kapılarını kapatırken iktidar hangi akla hizmet ne olduğu belirsiz on binlerce kişiyi ülkemize alıyor?
****
Kemal Kılıçdaroğlu cuma günü katıldığı programda Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’nun bir dönem daha belediye başkanlığı yapmalarını söyleyerek Cumhurbaşkanlığı adaylıkları için kapıyı kapattı. Kimi kesimler bu iki ismin Cumhurbaşkanı adayı olması durumunda kazanabileceğini düşünseler de yönettikleri Türkiye’nin en büyük şehirlerini kendi elleriyle AK Partiye teslim edileceğini akıllara getirmiyorlar. Ancak bu iki ismin ve millet ittifakının desteklediği herhangi bir güçlü aday da zaten şu an Erdoğan’ın oyunu yakalayabilecektir. Kılıçdaroğlu bu hamlesiyle bazı kesimlerden tepki alsa da ülkesi ve partisi adına en doğru kararı vermiştir.
Mahmut SAAT
YeniSayı Genel Yayın Yönetmeni
Bahçeli’nin, Akşener’e ”evine dön” çağrısı
MHP Lideri Devlet Bahçeli yine ani bir çıkışla İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e ”evine dön” çağrısı yaptı. Bu çağrının ardından herkes Bahçeli’nin açıklamalarına odaklandı ve satır aralarındaki mesajları okumaya çalıştı. Kimisi Devlet Bahçeli’nin Akşener’i Cumhur İttifakına çağırdığını düşünürken, kimileri de siyasetten uzaklaşıp evine dön iması olduğunu belirtti. Ancak bu açıklamada okunması gereken satır araları değil bir sonraki haberdir yani faizlerin arttırılması. Devlet Bahçeli bir kez daha usta bir manevrayla faiz artırımının üstüne örttü ve kötüye giden ülke ekonomisinin bir süreliğine daha gündemden düşmesini sağladı.
Korona Sadece Bilim Yuvalarında mı Yayılıyor ?
Okullar açılmalı mı yoksa online olarak mı devam etmeli tartışmaları sürüyor. Bu tartışmalar devam ederken teknoloji sayesinde altın olarak adlandırabileceğimiz bir nesil belki de tarihin en donanımsız nesli olup yok olma yolunda hızla ilerliyor. Bütün hayat ”harika” tedbirlerle devam ederken koronavirüs sadece bilim yuvalarında mı yayılıyor? Ailenin bütün fertleri işlerine hayatlarına devam ederken sadece öğrencilerin okullarına gitmemesi mi koronayı engelliyor? Hemen her alanda bu denli bir kısıtlama olmazken neden okullarda ısrarla tam kapanma uygulaması yapılıyor. İleri ki süreçlerde bir, bir buçuk yıl boyunca doğru düzgün hiç bir eğitim almayan bir topluluktan nasıl bir fayda bekliyor?
Uyuşturucudan mı, Mafyadan mı vergi ?
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu geçtiğimiz günlerde devlet uyuşturucu kaçakçılarından, organ mafyalarından vergi alsın açıklamasıyla gündem oldu. Peki Kılıçdaroğlu, bu açıklamasıyla ülkede uyuşturucu kaçakçılığını meşru bir iş gibi mi göstermek istiyor, yoksa tam tersine CHP Lideri bu ifadeleriyle hükümetin mafyalarla olan ilişkisine dikkat çekip madem bunları meşrulaştırıyorsun o zaman vergilerini de al mı demek istiyor? Kemal Kılıçdaroğlu, iki düşünce yapısıyla iki tarafa da çekilebilecek olan bu açıklamasıyla neyi kastettiğini bence tam anlamıyla açıklamalı. Zira ana muhalefet partisi lideri uyuşturucu kelimesini kullanmasaydı, burada anlatmak istediği gayet net anlaşılırdı. Ancak işin içine uyuşturucu girince devletin, özellikle de Süleyman Soylu’nun bu konuya ne kadar önem verdiği bilindiği için insanlar ikilemde kalıyor.
Fransa da, Türk – İslam düşmanlığı alenen ve artarak devam ediyor. Daha önce Hz. Muhammed’e hakaret dolu karikatürlerle tepki çeken Charlie Hebdo Dergisi şimdi de Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ a ahlaksızca kapağında yer verdi. Tabi kılavuzu Macron olan bir ülkeden de ne beklenirdi ki… Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret ettiklerinde belki de Türkiye içinden de bir destek bulacaklarını düşündüler. Ancak burada düştükleri büyük bir hata var biz öyle bir milletiz ki içeride ne olursa olsun, ne kadar eleştirirsek eleştirelim bu Türkiye’nin iç meselesidir. Burada bu ne Macron’un ne de Charlie Hebdo’nun asıl hedefi Erdoğan değil onun oturduğu Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı koltuğudur ve bu da sadece Erdoğan’a değil bütün ülkeye hakarettir. Batılı devletler hala Türk Milletinin kimyasını çözememişler, onlar böyle yaptıkça ülke içindeki gevşeyen bağlar daha da sıklaşarak güçleniyor. Ülkemizin bu zor döneminde amasız, fakatsız bizi birleştiren batılı devletler bir teşekkürü hak ediyor belki de ne dersiniz?
Dolar 8.50 ‘ye Euro da 10’a doğru hızla ve emin adımlarla yürümeye devam ediyor. Belki de siz bu yazıyı okurken bu seviyeleri geçmiş olacak.Ancak çok sayın Maliye Bakanımız Berat Albayrak başka bir dünyada yaşıyormuşçasına her gün ekonomimizin iyiliğinden, ekonomiye olan güvenden bahsediyor. Sayın bakanım bu ülkede simit dahi sizin o takip etmediğiniz dolar kuru üzerinden fiyatlanıyor. Önceden çok akıllı bazı vekiller günde üç simit üzerinden hesap yaparak asgari ücretin yeterli olduğunu millete inandırmaya çalışırlardı. Ancak bu gidişle bu hesaba günde üç simit bile yazılamayacak…
Cumhuriyet Halk Partisi, Alaattin Çakıcı ile görüşen Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan hakkında inceleme başlatmış. Aslında bir kabadayı ile görüşme hakkında gösterilen bu hassasiyet son derece olumlu görülebilinirdi. Ancak bu partide terörü öven, teröristlerle yüz göz olan, terörist cenazesine katılan kişilere hiçbir ses çıkmazken bu görüşmeye tepki verilmesi durumu abesleştiriyor. Atatürk’ün CHP’ sini bu hale getirenler nasıl o koltuklarda rahat rahat oturuyor? Mafya da olsa milliyetçi, vatansever biri ile görüşülünce ortalığı ayağa kaldıran parti yönetimi nasıl oluyor da konu bölücü terör örgütleri olunca tepkisiz kalıyor?
Hristiyan ülkelerde en ufak bir olayda bile islamofobiyi öne atıp dinimizi karalayan Müslümanları terörist ilan eden Avrupa ve dünya ülkeleri Azerbaycan’da bebekler katledilirken neden sessiz kalıyor? Sözde modern, çağdaş, barışçıl bu toplumlar akan kan Müslüman kanı olunca neden hep sağır dilsizi oynuyor? Fransa’da küçük bir terör eylemi olunca bütün dünya liderleri oraya gidip teröre hayır yürüyüşüne katılıyor da terörist devlet Ermenistan, Azerbaycan da katliamlar yapıp, sivilleri öldürüp, bebekleri katlederek insanlık suçu işlerken neden kimsenin sesi çıkmıyor?
++++++
Azerbaycan, Ermenistan ile yapılması beklenen görüşmelerde Türkiye’nin de masada olmasını istiyor. Ancak dünyanın bir ucundaki ABD, diğer ucundaki Fransa ve ‘’çok sevgili dostumuz’’ Rusya buna izin vermiyor? Hani biz artık piyon değil de oyun kurucu bir ülke olmuştuk? Eğer gerçekten oyun kurucu bir ülke olduysak neden hala birilerinden izin bekliyoruz? Türkiye dünyadaki konumunu belirlemek ve bunu dünyaya ispat etmek istiyorsa artık masaya davet bekleyen bir ülke değil masayı kuran ülke olmalıdır.
++++++
Geçtiğimiz günlerde Kadir Şeker 12 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. Çok şükür! bir kez daha bu ülke de hiçbir iyilik cezasız kalmaz sözüne şahit olduk. Bu kararla bir kez daha herkese ot gibi yaşayın, hiçbir şeye, hiç kimseye hiçbir olaya müdahale etmememiz gerektiğini anladık. Bir kez daha bir kişilik, bir vicdan bir düşünce sahibi olursak cezalandırılacağımızı ne yazık ki yüce adaletimiz biz tekrar gösterdi.
++++++
Pandemi döneminde sağcısı solcusu, yandaşı muhalifi herkesin takdirini kazanan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca gün geçtikçe ona duyulan güveni kaybediyor. Vaka sayılarının saklanması olayı ona olan inancı oldukça sarstı. Pandeminin başından bu güne başarılı bir süreç yöneten Fahrettin Koca koltuk için mi bu verileri gizledi yoksa eğer istifa edip gitse ülkenin bu durumdan çıkmasını zor gördüğü için mecburen mi bu baskılara katlandı? Fahrettin Koca halkın güvenini kazanmak için bu konuyu açığa kavuşturmalı zira eğer haklı bir gerekçesi varsa halk ona sahip çıkacaktır ve kimse onu o makamdan alamayacaktır.
ABD, İngiltere ve Almanya’nın da aralarında olduğu 39 ülke, Çin hükümetinin Doğu Türkistan’da Uygur Türklerine uyguladığı zulme ortak bir ses vererek toplama kamplarında bulunan Uygur Türklerinin derhal serbest bırakılması çağrısı yaptı. Buraya kadar her şey güzel ancak göze batan nokta iktidarın yani Türkiye’nin bu bildiride yer almaması. Herhangi bir Arap vatandaşının burnu kanayınca ortalığı birbirine katan milli yas ilan eden iktidar söz konusu soydaşlarımız olunca neden sessiz kalıyor? Türk oldukları için mi? Sözde Milliyetçi Hareket Partisi neden ortağına tepki vermiyor ? Söz konusu Araplara yapılan en ufak bir şey olunca hiçbir devlet çıkarını gözetmeksizin rest çeken iktidar Uygur Türklerine yapılan bu zulüm karşısında Çin ile olan ticari çıkarlarını mı düşünüyor? Osmanlı da zamanında ümmetçilik politikası yaptı ancak bu koca imparatorluğun sonu oldu. Türk milletinin kurtuluşu daima Türk’te ve Türkçülüktedir. İktidara tavsiyem yolun neresinden dönersen kardır. Bir an önce bu yanlış politikadan vazgeçip soydaşlarımızın yanında olmasıdır.
+++
Türk Tabipler Birliği konusuna gelelim…
Türk Tabipler Birliği konusunda kısmen de olsa biraz önce eleştirdiğim MHP Lideri Devlet Bahçeli’ye katılıyorum. Türk Tabipler Birliği (TTB) içinde bana göre de devlet ve millet düşmanları vardır. Bahçeli’den ayrıldığım nokta ise kahraman doktorlarımızı temsil eden bu kurumu kapatmak yerine içindeki çürükleri ayıklamaktır. İçinde hain olan her topluluğu kapatmaya kalksak bu ülkede ne bir dernek kalır, ne bir kuruluş, ne de bir parti…
+++
Bu kadar eleştiriden sonra şimdi de yiğide hakkını vermek lazım. Dağlık Karabağ konusunda devletimizin Azerbaycan’a verdiği destek ne eksik ne de fazla tam karardır. Azerbaycan’ın tamamen arkasında durup diğer süper güçlere ben de buradayım mesajı verip bu satrancın bir süre de olsa sadece bu iki devlet arasında geçmesini sağlayıp Azerbaycan’ın ilerlemesinde büyük katkısı olmuştur.
+++
Necati Şaşmaz kendini Polat Alemdar rolünden halen çıkaramamış anlaşılan. Boşanma aşamasında olduğu eşinin telefon konuşmaları ve whatsapp yazışmalarını hukuksuz yollardan kaydettiği ortaya çıkmıştı. Şimdi ise kayınpederinin de aynı konudan Şaşmaz’ı mahkemeye verdi. Hadi Necati Şaşmaz kendini Polat Alemdar sanıyor, ya ona yardım eden kişiler onlar neden ve hangi akla hizmet bunu yapıyor?
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.