DOLAR

32,3132$% 0.18

EURO

35,1016% -0.13

STERLİN

41,0064£% -0.09

GRAM ALTIN

2.278,69%0,06

ONS

2.191,86%-0,12

BİST100

8.947,50%1,60

BİTCOİN

2274383฿%1.24362

a

CEZMİ ORKUN YAZDI: KARİYER İÇİN SUÇ ORTAKLIĞI !!

CEZMİ ORKUN YAZDI: KARİYER İÇİN SUÇ ORTAKLIĞI !!
0

BEĞENDİM

ABD Hazinesi  döviz transferlerinin takibi için 1990 yılında kurduğu FinCEN (Financial Crimes Enforcement Network) adlı  birim aracılığı ile  Dolarla işlem yapan uluslararası bankalar tarafından kendisine raporlanan  ve  kendi istihbarat ağları ile tesbit edilen şüpheli işlemleri kayıt altına almaktadır. 

New York merkezli haber kuruluşu BuzzFeed News  tarafından elde edilen ve ICI J (Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu) ile paylaşılan FinCEN Dosyaları, birçok farklı ülkenin oluşturduğu yüzlerce gazetecinin 16 aylık çalışması sonucu haberleştirildi.

 

Araştırma, Daha önce Panama Belgeleri’ni yayımlayan ABD Hazinesi’ne bağlı istihbarat birimi FinCEN (Mali Suçları Uygulama Ağı)’ne sunulan gizli banka raporları şimdi de uluslararası bankacılık sistemi ile suç şebekelerinin arasındaki ilişkiyi teşhir ediyor. Sızdırılan dosyalar içinde, bu sistemle dünya çapında para aklayan kişilerden birinin  Reza Zarrab olması nedeniyle Türkiye’yi de doğrudan ilgilendirmektedir.

 

ABD Hazinesi kayıtlarına göre para aklama işelemleri, küçük ölçekli bankalar ile  birlikte HSBC, Deutsche Bank, JPMorgan Chase ve Barclays gibi  büyük bankalar tarafından 2 Trilyon$ işleme konmuştur. Bu paranın %65’ine karşılık gelen 1,3 Trilyon$ Deutsche Bank üzerinden yapıldığı tesbit edilmiştir.

 

ICI J tarafından yapılan incelemenin  FinCEN kayıtlarında, Türkiye’deki banka hesaplarının gönderici ya da alıcı olduğu Toplamda 70 Milyon$  olan  538 işlem “şüpheli” olarak gösterildi. Türkiye’den yurtdışına ise yaklaşık 71 Milyon$ civarında yapılan havale işlemi de şüpheli hesaplar arasında yer almaktadır.

 

Çalışmada yer alan gazeteciler, uluslararası kara para transferinin göbeğinde yer alan Reza Zarrab hakkında bilgi edinmek için Reza Zarrab’ın kuryesi Adem Karahan’la görüşmeleri sonucu; “Rüşvet verilen siyasetçiler aracılığı ile bankaların devreye sokulduğunu Organize Suç ve Yolsuzluk Raporlama Projesi’ne (OCCRP)  anlattığı bilgisini almışlardır. 

 

Kurye; Türk hükümet yetkilerinin de içinde olduğu, Altın ve nakit paraları 2008  yılından itibaren % 8 Reza Zarrab’a, % 4’ünü ise siyasetçilere verilmek üzere  transfer ettiğini açıklamıştır. ABD mahkeme belgeleri; ”Zarrab’ın 20 Milyar$’lık transfer  gerçekleştirdiği, bu tansferin Zarrab’ın kuryesinin ifadesine göre; % 8’i  1.6 Milyar$’ Zarrab’a, % 4’üne karşılık gelen 800 Milyon$’ın; 80 Milyon$’ı (%10) tek bir yetkiliye, kalan miktarın ise hükümetteki yetkili siyasetçilere” verildiğini ifade etmiştir. (%10 payın sahibi bilinmemektedir.)

 

Kuryenin yaptığı  açıklamalarda “altın ve dövizlerin kuryeler vasıtasıyla Dubai’ye taşındığı, altın satışlarından elde edilen paraların İran’ın ihtiyaç duyduğu ürünlerin karşılanmasında kullanıldığını “ belirtmiştir. AK Parti Hükümeti, İtirafçı kuryeye göre; İran’a doğalgaz karşılığı altın ihraç ederek  hem kişisel çıkarlarını elde etmiş hemde cari hedefi düşürme oyununu oynamıştır. 

Dubai’den iran’a altın gidiyor, karşılığı olan döviz İranlı ortak Zencani tarafından rüşvet bedelleri olarak kendi hesabı üzerinden gerekli  transfer işlemini gerçekleştiriyor.

ABD’li savcılar, Halkbank’ı İran, Türkiye ve Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki paravan şirketler üzerinden milyarlarca dolarlık bir sistem kurarak ABD’nin İran’a yönelik yaptırımlarının delinmesine yardımcı olmakla suçluyor.

Halkbank ayrıca 1 milyar$’ı ABD hesaplarından olma üzere,  İran’ın 20 milyar$ fonunu gizlice transfer etmesine yardım etmekle suçlanıyor. 2019 yılı Ekim ayında düzenlenen  iddianame ile  Halkbank hakkında banka dolandırıcılığı, komplo ve kara para aklama dahil bankaya yöneltilen altı suçlama bulunmaktadır. 

Halkbank, “mahkemenin yargı yetkisi” olmadığı gerekçesiyle tüm suçlamaları reddetmiş ve Mart.2020 tarihinden önceki duruşmalara katılmamıştır.  Reddi hakim talebinde bulunan Halkbank’ın bu itirazları hem federal hem de temyiz mahkemesi tarafından kabul edilmemiştir.

ICI J’in yaptığı çalışmalar ile; Sadece parayı aklamaya çalışan kişiler değil, komisyon karşılığı bu işleme aracılık eden bankaların da bu suçun ortağı olduğu sonucu çıkarılmıştır. Bankaları bu işlemi yapmalarına imkan veren iktidar yöneticilerinin, bu usulsüz işlemlerin içerisinde olduğu ifade edilmektedir.

 

İktidarın bilgisi dahilinde yapılan bu işlemlerin cezası yine vatandaşlar tarafından ödenmektedir. Milletimizin ödediği vergilerden elde edilen bu paralar  ülkemizin eğitim, ulaşım, sağlık v.s. gibi hizmetler için harcanmalıdır. Bu işlemleri gerçekleştirenlerin hukuk karşısında milletimize hesap vermeleri sağlanmalıdır.

 

ABD’de  ayrı bir davada Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla yargılanarak suçlu bulunmuştur. Yaptırımların delinmesine aracılık ettiğini kabul eden İranlı Reza Zarrab ise tanık olarak ifade vermiştir. Bu dava sonucunda; İran’ın ödemediği tazminat  miktarının Halkbank’dan istenmesi riski bulunmaktadır. 3.Mayıs.2021 (EK: Der Spiegel haberinde) tarihinde yapılacak duruşma sonucu ülkemiz bankasını sıkıntıya sokacak bir karar alınır mı? Bekleyip göreceğiz.

Olayın taraflarından biri BÜYÜKELÇİ, Bir diğeri BORSA İSTANBUL GENEL MÜDÜRÜ, diğerleri ise rüşvet aldıkları paraları faiziyle geri alan siyasetçiler. BU SONUÇ HER TÜRLÜ ORTAKLIĞIN BOZULACAĞINI ANCAK SUÇ ORTAKLIĞININ ASLA BOZULMAYACAĞINI GÖSTERİYOR  DEĞİL Mİ?

Gerçeğin saklanamıyan bir yanı vardır. Saklanmak hatta kapatılmak istenen, tüm yazılı ve görsel basında yer alan bahse konu RÜŞVET OLAYI , sebepleri ne olursa olsun sorumluları bir gün açıklanacak ve millete hesap vermeleri sağlanacaktır.

Selam ve Saygılarımla

Cezmi Orkun

 

EK: Der Spiegel haberi

Alman Der Spiegel Halkbank davasını yazdı: Türk ekonomisi kriz yıllarına dönebilir. 

Der Spiegel’in ‘Halkbank davası’ haberinde iş insanı Reza Zerrab, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ABD eski Başkanı Donald Trump’ın isimleri de geçiyor.    

Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) devam eden ve “İran yaptırımlarının Halkbank aracılığıyla delindiği” suçlamasını taşıyan dava, 3.Mayıs.2021 tarihinde yeni bir duruşmayla devam edecek. 1.Mart.2021 tarihli duruşma mayıs ayına ertelendi.

Der Spiegel haberinde, New York Güney Bölgesi Federal Mahkemesi’nde görülen davada  Halkbank aracılıyla ABD’nin İran yaptırımlarının delinmesi sürecine “Erdoğan hükümetinin talimatıyla yardımcı olunup olunmadığını”  açıklığa kavuşturmak istiyor.

Maximilian Popp ve Alexander Sarovic imzalı haberde, söz konusu davanın Türkiye ekonomisini ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı “korkunç bir duruma” sokabileceği öngörüsü dikkati çekiyor.

“Halkbank’a 20 milyar dolar ceza verilebilir”

Haberde, “Bir Türk yetkilisinin ABD’ye 2017’de bu davayla ilgili belgeleri gizlice getirmeyi başardığı” belirtilirken, New York mahkemesinin kanıtlarının çok ağır olduğu, Halkbank’ın belki 20 milyar dolarlık bir ceza alabileceği ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uluslararası prestijinin de büyük oranda zarar göreceği kaydediliyor.

Bunun yanında Halkbank’ın uluslararası banka sisteminden (Swift) atılabileceği, bunun Türkiye ekonomisi için de altından kalkılması güç bir darbe olacağı ve 2001’de yaşanan ekonomik kriz şartlarına geri dönüleceği öngörüsü yapılıyor.

Der Spiegel’in dosyasında en çok dikkati çeken ayrıntılardan biri de İranlı iş insanı Reza Zarrab’ın FBI soruşturmasında Erdoğan’ı ağır biçimde suçladığı iddiası.

Bunun yanında haberde, Erdoğan hükümetinin bu davayı engelleme girişimleri, Trump’ı ikna etme çalışmaları ve harcanan milyonların dökümü de yer alıyor. İddiaya göre, 2017-2019 arasında Erdoğan hükümeti ABD’deki lobicilik faaliyetleri için 5 milyon dolardan fazla harcama yaptı.

 

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.